1915’te Batı Ermenistan’ın yok edilişiyle ve hemen ardından geriye kalanların dağılmasıyla Ermeni dansının geleneksel yapısı geri dönülemeyecek şekilde bozuldu. Bin yıldır süren koşullar artık sona ermişti. Yurtlarından koparılan Ermeniler tüm dünyaya dağıldılar. Köy dansları kendi bağlamı içinde önemli bazı işlevsel ihtiyaçları karşılıyordu fakat göç edenlerin yeni koşullarında artık işlevsel değildiler. Eski dans formlarında yaşanan kayba rağmen, dans hâlâ Ermeni yaşantısının önemli bir parçası olmaya devam ediyor.

Bugün, pek çok Ermeni cemaati yabancı koşullar altında ortaya çıkan ihtiyaçlarını karşılamak için yeni dans formları yaratmış ya da uyarlamıştır; özellikle de Sovyet Ermenistanı, ABD ve Ortadoğu’nun şehirli topluluklarında. Bu bölgelerdeki gelişim birbirinden oldukça farklıdır çünkü belli toplulukların ihtiyaçlarını karşılama çabası söz konusudur. Ancak maalesef bu kültürel karşılaştırmaya odaklanan herhangi bir araştırma bulunmamaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde geleneksel Batı Ermeni müziği ve dansı Amerikan-Ermeni cemaatlerinde önemli bir kültürel faktör ve toplumun ayrılmaz bir parçası olmaya devam etmiştir. Amerika doğumlu Ermenilerin büyük çoğunluğu arasında Ermenice kullanılmaz hale gelirken, müzik ve dans kültürel kimliğin sürekliliği için elde kalan yollardan biri olarak daha da önem kazanmıştır. Bugün, bu dans ve müzik Amerika Birleşik Devletleri’ne özgü karakteristik bir biçim almıştır ve bugünün Amerikan-Ermeni gençliğinin kendi Ermeni kimliğini ortaya koyduğu en temel araçlardan birisidir.

Bu popüler Amerikan-Ermeni geleneği birbirinden farklı iki Batı Ermeni stilinin bir sentezidir: şehirli “oryantal” stil ve köylü “folk” stil. Bu stiller ABD’de “hemşeri dernekleri”nin [compatriotic unions] düzenlediği piknikler vasıtasıyla on yıllar boyunca korunmuş ve geliştirilmiştir. Bu derneklerin üyeleri Türkiye’deki şehir ya da köylerden gelmiştir ve genellikle bu bölgelerin en son hayatta kalan insanlarından oluşmaktadır.

Bu derneklerin temel amacı, üyeler arasında dayanışma sağlamak, fon toplamak ve Sovyet Ermenistanı’nda eski memleketleriyle aynı isimleri taşıyan yeni köyler kurmaktı. Aynı zamanda on yıllar boyunca Ermeni geleneklerinin korunmasını; bölgesel lehçe, şarkı, yemek, müzik ve dansların sürdürülmesini sağladılar. Her bir bölgenin dansları, o bölge derneğinin düzenlediği pikniklerde ve diğer etkinliklerde izole bir şekilde korunurdu; bu yüzden de bu danslar diğer dernekler tarafından bilinmezdi (Sivas Vilayeti’nin pikniğinde Van’ın şarkı ve dansları yer almazdı; aynı şekilde tersi de mümkün değildi.)

Bugün aktif olarak yaşamaya devam eden dernekler olsa da, bu hemşeri toplulukları aslen II. Dünya Savaşı’ndan sonra –kendilerinden daha genç bir Ermeni kuşağı yetişkin olduğunda- eski etkilerini kaybetmeye başladı. Bu yeni kuşak, anne babalarının nostaljik anılarını paylaşmıyordu (nihayetinde Ermenistan’ın bu bölgelerini hiç görmemişlerdi bile); daha geniş bir toplum tabanı olan kurumlara (yani kiliseye) odaklanmayı tercih ettiler. O zamana kadar, genellikle Ermeni müziği ve dansının eski moda ve gizemli olduğu düşünülürdü. Popülerlikleri sınırlıydı çünkü her bir hemşeri derneği kendi müziğine odaklanmış, diğer bölgelerin geleneklerini yok saymıştı. Kırsal bölgelere yapılan vurgu azaldığında, bunun yerine daha geniş bir “Pan-Ermeni” kimliği oluşturma çabası geçti. Topluluğun büyük çoğunluğunun ilgi duyabileceği yeni bir müzik formuna ihtiyaç duyuldu. Orijinal formuyla geleneksel müzik, sadece küçük ilgi gruplarına hitap edecek referanslarla yüklüydü.

1940’ların sonunda, Vosbikyan Grubu’nun yükselişi, Amerikan-Ermeni “büyük müzik grupları” döneminin başlangıcını ilan ediyordu (onları Artie Barsamyan, the Gomidas ve Nor-Ikes vb. topluluklar takip etti). Bu topluluklar (gitar, saksofon, konga davulları, bongolar gibi) batılı enstrumanları kullandılar ve geniş kesimlerce beğenilen yeni bir Ermeni soundu yarattılar. Şehirli ve kırsal geleneksel müzik unsurlarını ve çağdaş Amerikan müziğini (caz ve latin ritimleri) bir araya getiren homojen bir “Amerikan-Ermeni” müziği gelişti. Müzik (ve dans) farklı bölge stillerini birbirinden ayıran karakteristik incelikleri büyük oranda kaybetti fakat ortaya çıkan popüler üslup Ermeni müziği ve dansına yeni bir soluk getirdi. Bu yeni müzik tarzı, tüm Ermeni gruplarının çok daha geniş bir ölçekte bütünleşmesini sağladı.

Eski şarkılar bu yeni cüretkâr sounda uyacak şekilde değiştirildi; yeni şarkı ve danslar yaratıldı. Bunlar hızlı bir şekilde yeni Amerikan-Ermeni halk geleneğinin parçası haline geldi. Amerika’daki diğer Ortadoğulu (Yunan, Arap ve Süryani) göçmen toplulukları ile olan yakın ilişki, bu kültürlerden sayısız şarkı ve dansın da alınmasına sebep oldu. Modern Amerikan-Ermeni müziği aslında bir “Pan-Ortadoğu” müziğidir ve pek çok unsuru içinde barındırır.

Bu sırada, yeni bir Amerikan-Ermeni dans formu da gelişti. Bu danslar üç farklı kaynaktan besleniyorlardı. Dansların bazıları yeni müziğe uyacak şekilde değiştirilmiş olan geleneksel köy danslarıydı (Halay, Tamzara, Papuri, Sepastia Bar, Laz Bar). Diğer danslar etnik gruplardan alınmış ve değiştirilmişti (Misirlou[i], Sirto, Çamiko, Dabke). Ancak dansların büyük bir kısmı Ermeni gençleri tarafından yaratılmış ve daha sonra yetişkinler tarafından da benimsenmiştir (Shuffle, California Hop, Michigan Hop). Repertuar ve tarz açısından (Boston stili, Detroit stili, Fresno stili gibi) Amerikan-Ermeni bölgesel farklılıkları bulunsa da, popüler danslar ABD genelinde büyük ölçüde tek tiptir. Düzenlenen sayısız gençlik buluşmaları bu çağdaş parti danslarının yayılması ve sürdürülmesinde önemli bir rol oynar.

Uluslararası halk dansçıları bazen, bir Ermeni dansına katıldıklarında, Ermenilerin icra ettiği dansların kendi bildikleri Ermeni danslarından oldukça farklı olduğunu fark edip bozulurlar. Uluslararası halk dansçıları arasında popüler olan danslar, genellikle Ermenilerin hiç duymamış olduğu danslardır. Uluslararası Halk Dansları [International Folk Dance- IFD] dansçılarının çoğu Ermeninin aşina olmadığı farklı geleneklerden gelirler (sahne, popüler, geleneksel) ve IFD içinde “devir” hızı çok daha yüksektir. (Bir “yılın dansı” bir sonraki sene demode hale gelir.)

Ermeni dansları da değişir tabii ki, yaşayan her gelenek gibi, fakat çok daha yavaş bir hızla. Ermeni “Shuffle” dansı (IFD içinde Cari Me Na / Kadeh Yes Em olarak bilinir) 1951’de Lawrence, Massachussetts’te yaratılmıştır. 1957’den sonra Kaliforniya Ermenilerine ulaşmıştır. Bugün temel bar[ii] dansının yanısıra, “Shuffle” hâlâ en önemli Amerikan-Ermeni dansıdır (Gençlerin yarattığı çoğu danstan farklı olarak zor ve yorucu bir dans değildir; muhtemelen kalıcılığını da buna borçludur.)

Ermeni gençleri başlıca dans yaratıcılarıdır ve ürettikleri danslar çoğunlukla en geçici olanlarıdır. Bu danslar ana akım Amerikan dans modaları gibi hızlıca parlayıp sönerler. New England Ermenilerinin 1970’lerde tanıştığı “California Hop”un (Tom Bozicyan’ın Hink ou Meg’i) popülaritesi o dönemde zirveye ulaşmıştı ama şu anda sönmekte. Detroit’te öğrendiğimiz bir Van dansı olan Süleymani ile Tom Bozicyan’ın koreografisini yaptığı Guhnega –her ikisi de 1979’da buralarda bilinmezken- bugün favori yerel dansların başında geliyorlar.

Yeni dansların bazıları aslında yeni bir form kazanan eski köy danslarıdır (“eski şaraba yeni şişe”). Eski Van düğün dansı Haire Mamougeh 1978 yılında New York’ta “Ermeni Cha Cha’sı” olarak yeniden popüler olmuştu. (Pontus’ta Çift Tik[iii]) olarak bilinen) eski Laz Bar dansı, 1960’ta New England’da silinmiş gitmişti. 1974’te bir Şikago buluşmasında öğrenildi ve yeni bir dans olarak tanıtıldı. Ermeni iç politikaları da ciddi farklar yaratabiliyor, çünkü siyasi partiler de nadiren birbirileriyle ilişkileniyor. Amerika Ermeni Kilise Gençlik Örgütü’nde (ACYOA) icra edilen danslar, bir mil ötedeki Ermeni Gençlik Federasyonu’nun (AYF) danslarından bir hayli farklı olabiliyor.

Yaşayan tüm gelenekler gibi Ermeni halk dansları da sürekli gelişen bir formdur. 1917’den beri meydana gelen hızlı değişimler, yeni çevrelere ve ihtiyaçlara uyumu yansıtıyordu. Çağdaş Amerikan-Ermeni dansları etnik entegrasyon ve kimlik için bir zemin oluşturuyor. 1970’lerin sonunda Lübnan, İran ve Sovyet Ermenistanı’ndan gelen büyük göçmen akımı ileride bu dansları -özellikle Batı yakasında- daha da değiştirecek. Bugünkü sahne gruplarının gelişkin koreografileri, Ermeni danslarını -Batılı tiyatro seyircilerinin zevklerine göre tanımlanmış- “mümkün olan en iyi ışıkta” sunarak; Ermeniler için hayati önem arzeden sosyal, ideolojik ve politik ihtiyaçları karşılıyor.

 

AMERİKA’DAKİ ERMENİ DANSI İCRACILARI VE ÇALIŞTIRICILARI

Amerika’daki Ermeni müzisyenlerin kabiliyeti, Amerika’daki diğer Ortadoğu müzik formları üzerinde ciddi etkiler yaratmıştı. Dans ise, yakın zamana kadar, cemaat dışından yalıtılarak bir Ermeni mülkiyeti olarak kaldı. Ermeni dansını cemaat dışına açan temel unsur ise çeşitli dans grupları ya da çalıştırıcılar oldu.

Bir kültürün dansı genellikle o kültürün taşıdığı diğer değerleri de yansıtır. Ermeni geleneksel, çağdaş ve sahne dansları cemaat içindeki toplumsal, siyasi ve ideolojik değişimlerle birlikte gelişti ve değişti. Amerikan-Ermeni dansını bu bağlamın dışında anlamak imkânsızdır.

Soykırımdan sonra, en önemli yerel kültürel örgütlenmeler çeşitli hemşeri dernekleriydi. Her bir bölgenin dansı ve kültürü bu buluşmalarda muhafaza edilirdi. ABD’deki ilk “Ermeni dans grupları”, aynı köyden insanların kendi danslarını icra ettiği bu buluşmalardaki gayri resmi sunumlarda ortaya çıkmıştı. Nadiren yıllık piknik ya da yemekte dans etmeleri için “ad hoc” [bir kereye mahsus] dans grupları organize edilirdi ancak bu gayriresmi dans grupları kalıcılık sağlayamadılar ve yalnızca derneğin kendilerine yüklediği işlevleri yerine getirdiler.   

İlk resmi Ermeni dans grupları, henüz olgunlaşmamış uluslararası halk dansları hareketine doğrudan bir cevaptı. Boston Ermeni Halk Dansları Grubu, Amerika’da dans eden ilk resmi gruptu (1926’dan 1928’e dek). Yönetmen Arevalois Deranyan Kasparyan, küçük bir kızken halk danslarına ilgi duymuş ve İstanbul Genç Hıristiyan Erkekler Birliği’nde (YMCA) katıldığı derslerde pek çok uluslararası halk dansı öğrenmişti. Daha sonra bir Ermeni yetimhanesinde kalırken, farklı bölgelerden danslar derlemişti. Hemşeri derneklerinden farklı olarak, onun grubu, farklı bölgelerden çeşitli danslar icra ediyordu, özellikle şarkılı danslara odaklanmışlardı.

Bir sonraki büyük grup on yıl sonra ortaya çıktı. New York Ermeni Halk Dansları Cemiyeti 1937’de New York’taki McBurney YMCA’de sekreterlik yapan Catherine Mirijanyan tarafından kuruldu.  Kurucular, Litvanya ve İtalya dans grupları gibi Ermenistan’ı uluslararası festivallerde temsil edecek bir dans grubu yaratmak istiyorlardı. Cemiyet ABD’de farklı eyaletlerden sistematik olarak dans derleme çabasına girişen ilk Ermeni gruptu.

Cemiyet, özellikle Sivas, Van ve Garin’den [Erzurum], yirmi beşin üstünde bölgesel dans derlemiş ve icra etmişti. Cemiyet icracılığa yönelmişti ve sadece sahnede sunulabilen dansları derliyorlardı. Maalesef, sahne için çok sıkıcı ya da çok basit bulunan danslar gözardı edilmiş ve sonuç olarak yok olmuştur.

Amerikan-Ermeni cemaati, birçok nedenden ötürü, Kavkaz [Kafkas] stiliyle 1940’ların sonunda tanıştı. II. Dünya Savaşı sırasında hatırı sayılır sayıda Sovyet Ermenistanı askeri Almanlar tarafından ele geçirilmişti. Bunların büyük bir kısmı savaştan sonra Sovyetler Birliği’ne geri dönmek yerine batıya göç etti. Bu grubun içinde Arşod Azruni ve Haygaz Mıgırdiçyan gibi çeşitli dansçı-koreograflar da vardı; bu koreograflar ABD’de Kavkaz stilinde dans grupları kurdular.

Kafkas stilinin ortaya çıkışının bir başka önemli nedeni de siyasi iklimdeki değişiklikti. 1940’ların sonunda, Sovyetler Birliği, Ekim Devrimi’nden bu yana ilk kez kapılarını göçmenlere açmıştı. Sol eğilimli pek çok Ermeni siyasi grup Ermeni cemaati içinde büyük kamusallaşma kampanyaları başlattı. Bazı gruplar Sovyet Ermeni kültürünü tanıtmak için Kafkas stilinde dans grupları organize ediyorlardı. Bu politik kampanyalara cevaben, tüm dünyadan onbinlerce Ermeni 1940’ların sonunda “Anavatan”a göç etti. 

Ermenistan’daki Stalinist tasfiyelerin haberi anavatanın dışında yaşayan Ermenilere (diyasporaya) ulaştığında, bu siyasi kampanya (ve onun dans grupları) kısa süre içinde gözden düştü ve dağıldı. Soğuk Savaş, Sovyet Ermenistanı ile yıllardır inşa edilmekte olan uyumlu ilişkileri (yakınlaşmayı) sona erdirdi.

1950’lerin sonlarında, Amerikan uluslararası halk dansları cemiyeti, her ikisi de Kaliforniyalı olan Vilma Matchette ve Frances Ajoyan’ın atölyeleri sayesinde, Ermeni dansları ile ilk büyük karşılaşmasını yaşadı. Bayan Matchette, Ermeniler tarafından icra edilen çeşitli popüler dansları -ilk “çağdaş parti dansları”nı- derledi ve öğretti. Bu dönemde henüz hiçbir Ermeni bu dansları kaydetme girişiminde bulunmamıştı; dolayısıyla Matchette’in dersleri dansın o dönemki haliyle belgelendiği önemli bir çalışmadır.

Bayan Ajoyan Kaliforniya, Fresno’daki Kilikya Ermeni Dans Grubu’nu yönetti. Bu grup New York Halk Dansları Cemiyeti ile geleneksel Batı Ermenistan danslarını sergilemek gibi ortaklıklara sahiptir. Bayan Ajoyan yaşlılardan danslar derlemiş ve bunları atölyelerde öğretmiştir. Uluslararası halk dansları çevrelerinde icra edilmekte olan pek çok “standart” Ermeni dansı bu döneme dayanır (Laz Bar, Shuffle / Dari Me Na, Tamzara vb.).

1960’ta, “Hourig ve Sossy” ekibi (Hourig Paplazyan Sahagyan ve Sossy Krikoryan Kadyan) Doğu Yakası’nda dans etmeye başlamışlardı. Bu kadınlar İstanbul’un eski Kanto geleneğini canlandırdılar ve bunu Amerikan vodvili ile birleştirdiler. 1982’de hâlâ sahnelenmekte olan gösterilerinde dans, şarkı, oyunculuk ve mim uyumlu bir şekilde bir araya getirilmekte, çeşitli araçlardan faydalanılarak (genellikle hicivli) hikâyeler anlatılmaktaydı.

1960’ların başlarına kadar, ABD’deki Ermeni grupların repertuarları, göçmenlerin köklerini yansıtacak şekilde, özellikle Batı Ermenistan danslarından oluşuyordu. (Tamzara, Lezginka, Shalakoi gibi) birkaç solo ya da çift dansı dışında Kafkas stili neredeyse hiç bilinmiyordu. Haygaz Mıgırdiçyan’ın Boston Massachusetts’teki grubu bir istisnaydı. Dans grupları genellikle küçüktü ve maddi kaynakları zayıftı. Çoğunlukla kendini bu gruplara adayan bir ya da iki birey sayesinde bir arada durmaktaydı.

Dans gruplarının örnek alabileceği hakiki halk kıyafetleri bulmak çok zordu çünkü 1915 soykırımından geriye çok az otantik kostüm kalmıştı. Çoğu grubun kostümü ya maddi imkân yokluğundan aslına yakın bir benzer üretme çabasıydı ya da oldukça romantize edilmiş, süslü bir yeniden yapımdı. New York Cemiyeti’ni bir kenara ayırırsak, pek çok grup için tarihsel doğruluk önemli bir öncelik değildi.

Halk danslarının teatralleşmesi bir şekilde zayıf kaldı çünkü diyasporada Ermeni koreografisi eğitimi veren resmi kurumlar bulunmuyordu. En başarılı Ermeni-Amerikan koreograflar (Seta Suni, Nevarte Hamparyan, Seta Gelanyan) uzun bir bale geçmişi olan dansçılardı ve balede öğrendikleri ilkeleri halk danslarına uyguladılar. Yine de 1960’lar, Ermeni dans gruplarının bugünkü formuna doğru dönüşümüne tanıklık eden yıllardı.

Amerikan-Ermeni seyircisi, Ermeni Devlet Dans Topluluğu’nun 1960’lardaki ilk Amerika turnesiyle büyülenmişti. Pek çok üçüncü kuşak Amerikan Ermenisi, (Doğu ya da Batı) Ermeni dansından bihaberdi; dans onlar için ya büyükannelerinin ve büyükbabalarının tuhaf adımlarıydı ya da popüler Amerikan-Ermeni parti danslarıydı. Devlet Dans Topluluğu’nun Moyiseyev benzeri akrobatik hareketleri seyircileri koltuklarına mühürledi; bu heyecan verici bale kökenli halk dansını, Ermeni dansının daha “saf” bir hali olarak kolayca kabul etmişlerdi. Var olan gruplar Devlet Dans Topluluğu’nun ziyareti sonrasında repertuvarlarını şekillendirmeye başladılar. 

Bu estetik yeniden değerlendirmeden kısa bir süre sonra, toplumsal ve ideolojik bir yeniden değerlendirme başladı. 1960’ların ortalarına dek, Amerikan-Ermeni cemiyetleri yerel düzeyde desteklenirdi. (Ermeni Genel Hayırseverler Birliği  (AGBU), Ermeni Yardım Cemiyeti (ARS), Tekeyan, Hmizkaine gibi) büyük uluslararası Ermeni kurumları için oluşan fonlar; okullar, yetimhaneler, kültür merkezleri vb. kuran Ortadoğu’daki geniş Ermeni cemaatlerini desteklemek için kullanılırdı. 1960’ların ortalarında bu örgütlenmeler Amerikan cemaatlerini tamamen ihmal ettiklerini ve yoğun kültürel asimilasyonun Amerikan-Ermeni cemaatlerini tehdit ettiğini fark ettiler.

Bu gruplar, gecikerek de olsa, Ortadoğu’dakiyle kıyaslanabilecek bir altyapı oluşturmaya odaklandılar. Ermeni gündüz okulları, kültür merkezleri, koro toplulukları, tiyatro grupları, atletizm takımları ve dans grupları kurmak için fonlar ve liderlikler oluşturuldu. 1970’lerin sonlarında Lübnan ve İran’daki koşulların hızla kötüleşmesi, bu politikanın isabetli olduğunu kanıtladı.

Bu örgütlenmeler vasıtasıyla sponsorluklara ve kaynaklara kavuşan pek çok dans grubunda bir değişim başladı. Küçük, yerelde özerk bir şekilde örgütlenen gruplar belli bir politik ya da kültürel örgütlenmeyle ilişkili ulusal ağlara dahil oldu. Bu dans gruplarını örgütlemek ya da yenilerini kurmak üzere Devlet Topluluğu stilinde eğitim almış olan dans çalıştırıcıları getirildi. AGBU’nun Arat (New York) ve Sardarabad (Los Angeles) grupları gibi yeni dans grupları, bugün geniş finansal kaynağa ihtiyaç duyan ve yüzün üzerinde üyeye sahip olan topluluklardır.

Eğitimli “profesyonellerin” dans öğretmek üzere ithal edilişi, ABD’deki dans gruplarının “sovyetleşmesini” hızlandırdı. Batı Ermeni dansı hiçbir zaman Doğu danslarında olduğu gibi belli bir eğitim müfredatı doğrultusunda bir forma sokulup şekillendirilmedi ve rekabet şansına kavuşamadı. Bugün gerçekten de Ermeni dans gruplarının tümü Devlet Dans Topluluğu’nun birer türevidir. Kuzey Amerika’da bugüne kalan tek Batı Ermeni dans grubu New York Ermeni Halk Dansları Topluluğu ile onun iki yan kolu olan Nayiri (New York) ve Navasard (Boston)’dır.

1960’ların sonuna kadar IFD çevrelerinde, Vilma Matchette ve Frances Ajoyan tarafından tanıtılan dansların dışında çok az sayıda Ermeni dansı biliniyordu. Haygaz Mıgırdiçyan 1965 yılında Duquesne Üniversitesi Tamburitzans için bir Ermeni suiti koreografisi yaptı fakat bunun geniş IFD cemaati içinde sınırlı bir etkisi oldu. Ron Wixman ve Steve Glaser, New York Ermeni Halk Dansları Topluluğu üyesi olarak çeşitli danslar öğrettiler fakat etkileri sınırlıydı.

1970’lerde Tom Bozigyan Ermeni dansları öğretmeye başladı ve uluslararası halk dansları repertuvarını kalıcı olarak değiştirdi. Bozigyan’ın geleneksel, çağdaş ve sahne danslarına olan aşinalığı, IFD topluluğunun pek çok kesimine hitap edebilecek çeşitlilikteki Ermeni dans formlarını öğretebilmesini sağladı. Pazarlama zekâsı, (dansçı/eğitmen/koreograf olarak) dans çalıştırıcılığı ve sağlam fiziksel yapısı sayesinde, Ermeni danslarını neredeyse her yerde tanıttı. Ermeni olmayan pek çok kişi için Ermeni dansı deyince akla ilk gelen isimdir.

1970’lerin sonunda, sahnede başka Ermeni dans simaları da belirdi. Sayat Nova Koreografi Okulu’nda eğitim almış olan pek çok profesyonel dansçı ABD’nin Batı yakasına göç etti.  Ancak bunlardan hiçbiri IFD cemiyeti üzerinde ciddi bir etkiye sahip olamadılar çünkü Ermeni cemaati içine odaklanmayı tercih ettiler. (Uluslararası halk dansçılarının tavırları ve beklentileri, dışardan birine oldukça garip gelebilir.)

Doğu yakasında, Arsen Anuşyan ve Gary ve Susan-Lind Sinanyan en önemli figürlerdi. Arsen New York Ermeni Dans Cemiyeti’nin yöneticisiydi ve Batı Ermeni tarzının Amerika’da önde gelen temsilcilerinden biriydi. Önceliği Ermeni cemaati içinde çalışmak olsa da, New York’taki Balkan Sanat Merkezi’nde de çeşitli atölyeler verdi. Ancak esas odaklandığı konu, yerel kolejlerin Ermeni öğrenci kulüplerinde dans öğretmek ve kendi dans grubu sayesinde bu dansları yaşatmaktı.

………………………………………………………………………………………………………………………

Yazarların izniyle kullanılmıştır.

Şu makalenin yeniden basımıdır: Gary ve Susan Lind-Sinanian (ed. V. F. Beliajus), “Hungarian Folk Dance Types and Dialects” (Macar Halk Dansları Türleri ve Lehçeleri), içinde: Viltis Magazine, Ocak-Şubat 1982, cilt: 40, s: 5.

………………………………………………………………………………………………………………………

 

 

 

[i] ç.n. 1920’li yıllarda İzmir’den Atina’ya mübadeleyle gelmiş Rum asıllı Anadolulu göçmenlere ait bir halk şarkısından beslenen ve gerçek bestecisi kesin olarak bilinmeyen “Misirlou” ilk kez Tetos Demetriades tarafından 1927’de Rebetika tarzında seslendirilmişti . Yunanca sözlerinin ‘Mısırlı bir kıza’ hitaben yazılmış olması ve şarkıda ya habibi ve ya leli gibi Arapça sözcüklerin geçmesi şarkının Ortadoğu kökenine de işaret eder. Zaten şarkının adındaki Misirlou’dan kastedilen ‘Mısırlı Kız’dır. Osmanlı İmparatorluğu topraklarında doğmuş olan bu akılda kalıcı, kıvrak parça, bu topraklarda yaşayan Türkler, Araplar, Yunanlar ve Museviler tarafından çabucak benimsenerek, kendi dillerinde yıllarca seslendirilmiştir (kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Misirlou)

[ii] ç.n. Bar Ermenicede dans anlamına gelir ve aynı zamanda Türkçe’deki bar / halay formuna karşılık gelir.

[iii] ç.n. Yunanca Diplon Tik (Çift Dik- bir horon stili)