Çin’de bir atasözü: Kuyunun dibindeki kurbağa, kuyunun çapı kadar görür dünyayı…
Seküler-sol muhalefet uzun süredir ciddi tıkanıklıklar ve açmazlar yaşamaktaydı. Tükenmişlik, dağınıklık, evine kapanma… Türkiye’yi içine alan savaş ortamı, son yıllarımızı belirleyen patlayan bombalar…
Önce bu çıkmazdan kurtulabilir miyiz denemesi yaşandı: Bir aradayız Buradayız! Bir sıfırdan büyüktür hesabı, belirsiz bir muhalefet arayışı için geldi insanlar bir araya… “Acaba bir şey çıkar mı?” Yeni muhalif dil ve biçim arayışı belki de tek özelliği oldu yapının. Ama gerçekten ayırt edici bir özellik idi.
Sonra da devlet, belki de bir başkanlık hevesine boyun eğerek; hepimizin önüne referandum hediyesi koydu. Sinmiş kalmış muhalefete eyleme geçme fırsatı…
Hayır Meclisleri oluştu ve bu süreçte bir kampanya hareketi olarak birçok pozitif iş yaptı. CHP’nin kurumsal ve kararlı bir kampanya örgütlememek tercihinin boşalttığı sokakta belirgin bir varlık sergiledi. Gerçi Hayır Meclislerinin Gezi’nin çocuğu olduğunu söylemek zordu. Birçok ilçedeki çalışma daha çok oralarda “hakim” sol fraksiyon tarafından yürütüldü. Örneğin Üsküdar’da yaşadığı gibi, kaba-sekter sol dayatmalar, sıkı mücadelelerle yerel dokuyla temas edebilecek bir dile ve tavra evriltilebildi.
Yine de referandum süreci moralleri yüksek tutan, iş odaklı ve (hakkını yemeyelim) kadroların disiplinli çalışmaları ile pozitif tamamlandı.
Referandum sonuçları sonrası başlatılan sokak direnişi ve enerjisi önce CHP’nin sistemik devlet refleksi ile kitlesini sokaktan çekmesi; hemen hemen eş zamanlı olarak, başta TKP gibi fraksiyonların sokakta “kim egemen” olacak kavgacıkları ile tüketildi. Bu arada Hayır Meclislerinin de süreci iyi analiz edip, yeni muhalefet içinden önlemler geliştirebildiğini söylemek zor. Kitlesel katılımın aşama aşama eriyişi, bildik yürüyüş rotaları, bildik sloganlar ve bildik basın açıklamaları ile seyredildi.
Sonrası tahmin edilebilir ve malum. Adını Hayır Meclisleri koymuş yapı, yürütülen başarılı kampanya sürecinden yelkenlerini doldurmaya çalışıp, gerçek meclisler olabilme mücadelesi vermek, yerellerde gerçekten örgütlenmeyi denemek yerine, “solun güç birliği” – “acaba Haziran’ı da aramıza katabilir miyiz?” tartışmalarına yöneldi. Kadıköy Hayır Meclisinin Yeldeğirmeni’nde yaptığı Çalıştay, bazılarınca ortama ne kadar ezber sol ve fraksiyonist dilin egemen olduğunu gösteren sıkıcı bir toplantıyken, bazılarınca da bir program ve hedef arayışında önemli ve başarılı hamle olarak kayda geçirildi. Çalıştay sonuç açıklaması ne olursa olsun, takip eden her toplantı giderek daralan ve örgütlü sol kadrolara ve söyleme sıkışan gelişmelere sahne oldu.
Tam bu aşamada Türkiye muhalefetinin ve en önemlisi tükenmek üzere olan Hayır Meclislerinin önüne altın tepside Adalet Yürüyüşü sunuldu. Gerekçeleri ayrı bir yazı konusu olsa da, ana akım devlet partisi, birkaç ay önce referandum sonuçlarına isyan eden kitlesini “abartmayın” diyerek sokaklardan çekerken, şimdi “sivil itaatsizlik” restini çekiyor, sokakları sıcak gelişmelere gebe bırakmayı göze alıyordu. Başta HDP yüksek siyaseti olmak üzere, Hayır Meclislerinin yüksekleri de bir devlet partisinden özeleştiri talep etti; CHP satar mı satmaz mı tartışmalarında ve kuyruğa takılmak /bulaşmamak ikilimlerinde boğuldu. Fakat Türkiye politik tarihinin bu çok kritik evresinde, hikayeyi CHP eylemlerine katılıp katılmamak tartışmasından çıkarmak ve yerelde, en azından en güçlü olunan Kadıköy’de kendi rengimiz ve dilimizle kendi Adalet nöbetimizi-eylemimizi örgütlemek doğrultusunda fikir bildirenlerin oranı hiç de azımsanacak düzeyde değildi. Böylece Adalet gibi aşırı gerçek bir ihtiyaç etrafında kendimiz gibi olmayanlarla buluşabilecek, gerçek meclislere doğru küçük de olsa bir adım atabilecektik. Böylece illa “Adalet mi diyeceğiz yoksa Herkes İçin Adalet mi diyeceğiz” şekilciliğine tıkışıp kalmadan aslında ülkedeki en adalet fakirlerinin Kürtler, Ermeniler, LGBTİ bireyler olduğunu kuracağımız kürsülerden haykırabilecektik. Üstelik Kadıköy Meclisinin Yoğurtçu Parkında yaptığı ve yaklaşık yüz kişinin katıldığı toplantıda (elbette çoğunluk olmasa da birçok “CHP kuyrukçuluğu hainliktir” ya da “asıl olan CHP yola çıkmışken orada olmaktır” görüşünün yanı sıra) ciddi çoğunluk yerelde kendi Adalet arayışımıza odaklanalım demişken, ne oldu da Kadıköy Meclisi Organizasyon-Örgütlenme toplantısından sadece CHP etkinliklerine “Hayır Meclisleri” imzasını olabildiğince görünür kılarak katılma kararı çıktı?
1 Temmuz’da yürüyüşe, 9 Temmuz’da mitinge katılsanız ne olacak, katılmasanız ne olacak? Adaletin önüne Herkes yazınca gerçek adaleti ve gerçek meclisleri örgütlemiş mi olacağız? Bütün bileşen partilerin kadroları Hayır Meclisleri pankartı arkasında yürürse, yaptığımız siyaset iddialı mı olacak?
Eğer Hayır Meclisleri sadece örgütlerin birliği olan “yeni” bir örgüt olacaksa boş verin gitsin! Başına gelecek olan, HDP tabela örgütlere kontenjan dağıtmayı Türkiyelileşmek sandığında ne olduysa, onun çok daha küçük ve karikatür bir kopyası olmaktan öteye gidemez. Asıl olan gerçekten Yeni Bir Hayatı özlemek, istemek ve örgütlemeye çalışmak olmalı. Bu da eski dil ve stratejilerle mümkün değil.
Kim bunu arıyorsa, onlarla birlikte olmak üzere…
Yazıya konu olan toplantı notları aşağıda:
30 Haziran Perşembe | Organizasyon Örgütlenme Toplantı Notları
BİLGİLENDİRME
- Bu hafta sadece Bostancı-Suadiye Meclisi toplandı. Bostancı DİSK Metal-İş’te 7 Temmuz Cuma günü Fatih Sultan Mehmet Hastanesi’nin taşınmasıyla ilgili ikinci bir toplantı olacak. Bostancı-Suadiye Meclisi bu sürece dahil olmuş durumda. Bizlerin de desteğini bekliyor. Saat de kesinleştiğinde mail grubunda duyurulacak.
GÜNDEM
Adalet Yürüyüşü
- 1 Temmuz’da Beşiktaş ve Şişli Meclislerinin yapmış olduğu Adalet Yürüyüşü’ne çağrıya biz de Kadıköy’den destek verip katılacağız. 1 Temmuz Cuma sabaha karşı 4:30’da Söğütlüçeşme Metrobüs çıkışında buluşulacak, oradan 05:00’da hareket etmek üzere Kadıköy Evlendirme Dairesi Önüne geçilecek ve Adalet Yürüyüşü’ne katılınacak. Facebook etkinliği sabah açılmış olacak.
- Toplu bir görüntü verebilmek açısından tek bir döviz ile katılmayı gelecek her meclise önereceğiz. HAYIR Meclisleri imzalı “Herkes İçin Adalet” dövizleriyle katılacağız. Son Maçka yürüyüşünde kullanılan dövizlerden “Herkes İçin Adalet”li olanları ayıracağız, 40 tane aynısından Kadıköy, 40 tane de Şişli Meclisi bastıracak muhtemelen.
- 9 Temmuz’da Maltepe’de yapılacak mitinge de HAYIR Meclisleri olarak katılma yönünde ortaklaşıldı. Bunu da tüm meclislere önereceğiz. HAYIR Meclisleri imzalı bir pankartın arkasında topluca güçlü bir katılım sağlamak, meclislerdeki bireylerin bağlı olduğu siyasetlerin de HAYIR Meclisleri imzalı tek bir pankartla yürümesi yönünde azami çaba harcama yönünde oydaşma sağlandı. Herkesle orada olacak, HAYIR Meclisleri ismini görünür kılmaya çalışacağız.
- HAYIR Beşiktaş Meclisi bir bildiri hazırlamış, herkes bu bildiride ortaklaştı. Teknik birkaç düzeltme yaptıktan sonra sonuna 9 Temmuz mitinginin çağrısını da koyarak 1 Temmuz’dan itibaren eğer tüm meclislerle de bir ortaklaşma sağlanırsa HAYIR Meclisleri imzasıyla dağıtacağız.
- 4 Temmuz Salı günü DİB de Adalet Yürüyüşü’ne destek verecekmiş. Bizlerden de katılım bekliyorlar. Detaylar kesinleşince duyuracağız. Hafta içi olmasından dolayı katılabilecek kimse olmasa da duyurusunu sosyal medya hesaplarımızdan yaygınlaştıracağız.
- 4 Temmuz Salı günü 9 Temmuz mitingini ve Kenter Tiyatrosu’nda yaptığımız buluşmadan çıkan eğilimleri sivriltmek için İstanbul Koordinasyon toplantısı yapmayı önereceğiz. Yer ve saat kesinleşince duyurusu atılacak.
- Adalet Yürüyüşü İstanbul’a yaklaştığında HAYIR Meclisleri olarak yürüyüşü karşılayabilir ya da bir noktadan itibaren Maltepe’ye birlikte yürüyebiliriz gibi öneriler yapıldı. Bu konuda da programı takip edeceğiz.
- 6 Temmuz Perşembe günü 19:30’da yine Yoğurtçu Parkı’nda bir genel meclis toplantısı alacağız. Gündemimiz yoğunlukla 9 Temmuz mitingi olacak.