Kültür-sanat gündemi değerlendirmesinde kullanılan haber akışına buradan ulaşabilirsiniz. 24 Nisan – 16 Mayıs tarihleri arasında kültür-sanat gündeminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararının ardından yaşanan gelişmeler; sanat ve sanatçılara yönelik uygulanan sansür-baskılar ve Diyarbakır Tiyatro Festivali vardı.
I) Yerel Seçimler:
YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini, kamuoyunu tatmin etmeyen bir gerekçeyle, hukukilikten uzak bir karar doğrultusunda iptal etmesi sonrasında, “Her Şey Çok Güzel Olacak” sloganı etrafında, iş ve sanat dünyası başta olmak üzere, geniş kesimlerin buluştuğu görüldü. Aralarında birçok tanınmış ismin de bulunduğu bu kesimler, bu slogana ve dolayısıyla Ekrem İmamoğlu’na olan desteklerini, özellikle Ekrem İmamoğlu’nun da açık çağrısı sonrasında, sosyal medya üzerinden dile getirmeye başladılar.
Başlangıçta daha çok 6 Mayıs’ta alınan bu haksız karara bir tepki niteliği taşıyan bu slogan, mevcut iktidar yapısına ve kuvvetler ayrılığının bu yapı lehine zayıflatılmasına yönelik tepkileri ortaklaştırmanın da bir aracı haline geldi. Yıllardır yaşanan sistematik baskı ve gerginlik nedeniyle suskunluğun giderek sıradanlaştığı koşullarda, sloganların ve genel olarak yükselen tepkinin umutlu bir duruş içerdiği söylenebilir.
Bu tepkilerin temel çıkış noktası olarak genelde seçimlerin alenen ve de hukuksuzca iptal edilmesinden duyulan rahatsızlık öne çıkmakta. Ancak bu rahatsızlık kadar, siyasal iktidarın artık zayıfladığı ve gelecek olası başka bir iktidar karşısında tamamen bir önceki iktidarın yandaşı pozisyonunda kalmak istememe çabası da, bazı sanatsal çevrelerde alttan alta karşımıza çıkabilmekte.
Yapılacak seçimlerin belki başka ertelemeler veya oy kullanma işlemi sonrasında benzer şekilde süreci uzatma yollarına başvurulup başvurulamayacağını garanti edecek kurumların ortada olmadığı, YSK kararı ile ortaya çıkmış durumda. Demokratik, adil, eşit koşullarda seçimlerin gerçekleşmesinin hiç de kolay olmadığının ve gerek iç gerekse dış gelişmeler açısından çok riskli bir dönemden geçildiğinin altını çizmek gerekiyor.
6 Mayıs Ysk kararını yeteri kadar tartışmadan, farklı seçenekleri –seçim boykotu gibi- gündeme bile getirmeden, iptal kararını takip eden birkaç saat içinde seçimin tekrarını kabullenmek çeşitli politik riskleri de beraberinde taşıyan çok hızlı bir sürece işaret ediyor. Bir şeylerin “güzel” olacağına dair his düzeyinde büyük bir beklenti, güven ve buluşma duygusu mevcut ama somut olarak neyin “güzel” olacağı henüz pek dillendirilmiyor. Öte yandan siyasi iktidar da bu tepkiler karşısında, “para musluklarını kesmek”, “fişlemek”, “hesabını sormak”, vb… söylemler barındıran tehditlerini hızlandırmış durumda.
Bir anlamda belediye başkanı seçme iddiasının ötesine geçen, ahlaken ve hukuken çürümüşlüğe evet yahut hayır deme noktasına getirilen bu seçimlerinin takip edilmesi, yapılan haksızlığa karşı bir duruş sergilenmesi büyük bir önem arz ediyor. Önümüzdeki süreçte, mevcut ve muhtemel baskı karşısında nasıl bir tavır gösterileceğinin ve seçim iptali sonrasında konulan tavrın devam edip etmeyeceğinin, hak-hukuk-adalet çerçevesinde ortaklaşan tepkilerin tutarlı bir şekilde sürdürülüp sürdürülmeyeceğinin de takipçisi olmak gerekiyor.
II) Sanatçılara Dönük Sansür, Engelleme ve Baskılar:
Son 15 günde bazı sanatçılara karşı açılan davaların beraat ile sonuçlanmasının, iktidarın tekrarlanacak İstanbul yerel seçimlerine kadar açık ve aleni bir baskı uygulamamayı ya da kamuoyuna bir yumuşama sinyali vermeyi hedeflediğini gösteren uygulamalar arasında olduğunu söylemek mümkün. Ancak geçmiş deneyimlerden hareketle, bu tavırların ne kadar güvenilir ve tutarlı olduğu ciddi bir soru işareti oluşturmaya da devam etmekte. Bir yandan bu gelişmeler yaşanırken bir yandan da farklı sansür ve yasaklama girişimleri çeşitli boyutlarda halen karşımıza çıkabilmekte. Örneğin geçtiğimiz günlerde Ege Üniversitesi’nde düzenlenen resim sergisi için öğrenciler tarafından çizilen iki eser, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) tarafından “müstehcen” bulundu. Kurumun, resimlerin sergiye kabul edilmesi için sırt dekoltelerinin kapatılmasını şart koşması, mevcut iktidarın gerçekte nasıl bir kültürel hegemonya oluşturmaya çalıştığını halen açıkça göstermekte.
II) Amed Tiyatro Festivali:
Festivale dönük izlenimler aktarıldı. Amed Şehir Tiyatrosu’nun organize ettiği ve bu yıl 7.si yapılan Amed Tiyatro Festivali’ne seyirci katılımının yüksek olması ve oyunlara dönük ilginin yoğunluğu, kayyımlarla geçen son üç yıl sonrasında, olumlu ve moral verici bir gelişme olarak değerlendirildi.