Sezen Aksu’yu hedef tahtasına koymakla başlayan ve “kişinin ifade özgürlüğü”nü kısıtlamaya hizmet eden gündemlerin bugün de farklı isimlere yönelik uygulamalarını büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz… Yaşatılanların seçim öncesi saldırganlıklar ya da gündem değiştirme stratejileri olarak okunması ise maalesef iyimser bir yorum olur. Bugün sanatçıların, özellikle de kadın sanatçıların hedef haline getirilmesi, giydikleri kıyafetlerden yazdıkları şarkı sözlerine kadar tüm varoluşlarının dini değerler üzerinden ve dini kurumlar/mekânlar aracılığıyla tehdit edilmesi, yandaş her tür medya aracılığıyla galiz hakaretlerle adeta can güvenliklerinden yoksun bırakılmaları, konunun şu ya da bu isim değil, tam da Sezen Aksu’nun dediği gibi, “memleket” konusu olduğuna işaret ediyor.
“Hayat kısa, sanat uzun”… Bu söz, sanatın ve şu ölümlü dünyada kalıcı işler yapmanın önemini belirten kadim bir söz.. Halkla gerçek anlamda buluşulabilecek, katılıma ve katkıya açık alanlar açarak direniş sanatına ve umutlu yarınlara imkân sağlayacak yeni buluşmalar yaratmak önümüzdeki dönem belki de yepyeni yaratıların da anahtarı olacak…