1-14 Nisan Gündem Değerlendirmesi

 

İÇ SİYASET

 

Seçim sonrasında uzunca bir zaman geçmesine rağmen İstanbul seçimleri başta olmak üzere tartışma bitmedi. AKP aldığı yenilgiyi sindirerek geri çekilmek istiyor. Bu saatten sonra İmamoğlu’na mazbatayı vereceklerdir ancak iş burada bitmeyecek gibi görünüyor. Devletin ve AKP’nin içindeki kanatlar çarpışıyor. Bu kanatlar zaman zaman kesişiyor zaman zaman ayrışıyor ama bir çatışma olduğu net. Çatışmanın konusu bundan sonra nasıl devam edileceği konusunda. Otoriteryen başkanlık sistemine devam edelim diyen grupla restorasyoncu grup karşı karşıya. Bu çatışmayı takip etmek gerekli. Özellikle İstanbul seçimleri meselesi, ekonomi, kabine değişikliği gibi alanlarda olabilecek gelişmeler bize bazı ipuçları verecektir. Bu arada restorasyonun bir aktörü olarak İmamoğlu’na, Abdullah Gül’den destek geldi. Yani restorasyonda ben de varım dedi.

 

Kürdistan seçimlerinde açıkça HDP’ye tuzak kurulmuş. Önce KHK’lı adaylara seçime girebilirsiniz yani seçilebilirsiniz denmiş ancak şimdi mazbataları verilmiyor. KCK’nın faşizme karşı zafer kazanıldı açıklaması yadırgatıcı. Seçim boyunca başkanlık sistemiyle ilgili tek eleştiri yapmayan ve Kürtlerin temel haklarıyla ilgili en ufak bir imada dahi bulunmayan “Millet İttifakı”nın seçim başarısı bu kadar büyük bir anti-faşit kazanım olarak sunulabilir mi?

 

Bu arada Ceza evlerinde beş bin kişiden fazla insanın katıldığı açlık grevleri konusunda emek örgütleri bir açıklama yayınladı. Açıklamanın sadece devlete yönelik olması önemli bir eksiklik olarak göze çarpıyor. Burada sadece devlete değil PKK’ye de bir çağrıda bulunulması gerekmez miydi? Tek yönlü bir çağrı durumun kendisi düşünüldüğünde rasyonel bir sonuç üretmekten uzak görünüyor.

 

DIŞ SİYASET

 

Dış politikada bu dönemdeki en önemli gelişmeler Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almak konusundaki ısrarına paralel olarak ABD’nin Türkiye’ye F-35’lerle ilgili ekipmanların gönderimini durdurması ile başlayan gerilim ve Türkiye-Rusya ilişkilerinde özellikle ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi çabası oldu.

 

1 Nisan’da ABD, Türkiye’deki yerel seçimin hemen ardından, Vaşington’daki NATO 70’inci Yıl Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan hemen önce, Türkiye’nin F-35 programına katılımının ve üretilen uçakların teslimatının askıya alındığını açıkladı.  İlginçtir ki NATO toplantısının ana gündemi de Rusya tehdidi ve özellikle Karadeniz’in Ruslara karşı tahkimi oluşturuyordu. Çavuşoğlu’nun Pompeo ile ikili temaslarının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Palladino, görüşmede Türkiye’nin S-400 alımı ve S-400 ile F-35’lerin aynı anda çalışamayacağına dair “uyarıldığını” açıkladı. Türkiye Dışişleri de bu açıklamanın yanlış olduğunu, görüşmede bu hususların ele alınmadığını belirtti ve daha önce de benzer hataların yapıldığını söyleyerek ABD tarafını ciddiyete davet etti.

 

4 Nisan’da gerilimi en üst seviyeye çıkaran açıklama geldi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, S-400 anlaşmasına ilişkin Türkiye’nin Rusya ve NATO arasında bir seçim yapması gerektiğini söyledi. ABD bu konudaki tartışmalarda ilk defa NATO üyeliği restini çekmiş oluyordu. Türkiye’nin Cumhuraşkanı Yardımcısı Oktay aracılığıyla cevabı bilindik retorikle oldu: ABD terör örgütlerine (YPG) destek ile Türkiye arasında bir seçim yapmalıydı.    

 

İki ülke arasındaki gerilim; NATO Genel Sekreteri’nin açıklamaları sonrası “şimdilik” askıya alınmış görünüyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamaları da bu minvalde gelişmiş görünüyor.

 

Öte yandan Türkiye’nin Rusya’ya Akkuyu’da bir üs tahsis ettiği yönünde iddiaların ortaya atılmasına denk gelecek şekilde Erdoğan Putin zirvesinden ağırlıklı olarak ekonomik işbirliğine dair sonuçlar açıklandı. Erdoğan-Putin görüşmesinden çıkan stratejik ekonomik kararlar (olası diğer siyasi kararlar konusunda bir açıklama yapılmaması dikkat çekti; oysa kuşkusuz buluşmada S-400’ler de İdlib de konuşulmuştu): İki ülke ortak yatırım fonu kuracak. Teknoloji, sağlık ve altyapıda projeler geliştirilecek. TIR şoförleri ve gri pasaportlulara vize kalkacak. Hedef ticaret hacmini 100 milyar $’a çıkarmak.

 

Yazar Mühdam Sağlam, Akkuyu santralı çerçevesinde yeni bir döneme işaret eden yazısında “Rusya ile Akkuyu’ya Varlık Fonu üzerinden ortak olma girişimine” dikkat çekti. “2015 uçak krizi sonrasında Türkiye ile Rusya ilişkileri çıkmaza girdiğinde yüksek bağımlılığın sakıncaları “Gazprom gazı keserse ne olur” tartışması etrafında gündeme geldi. Şimdi sanki bu gelişmeler hiç olmamış gibi Türkiye’deki projelere ,özellikle enerji projelerine Rusya yatırım fonunun dahil edilmesi yalnızca enerji güvenliği açısından değil, ikili ilişkilerin dengesi açısında da sıkıntı yaratabilir.” 

 

Gelişmeler, Türkiye’nin ABD – Rusya arasındaki güç dengelerinin doğurduğu boşluklardan yararlanmaya endeksli ve iki tarafla da idare etmeye dayalı politikalarının artık sürdürülebilir olmadığı, yeni bir yönelime evrilme aşamasına gelindiğini gösteriyor. Bu evrilmenin, ana olarak Batı ekseninden gerek tarihsel ve siyasi gerekse ekonomik ilişkilerden dolayı kopması mümkün olmayan Türkiye açısından ne şekilde gerçekleşeceği belirsizliğini koruyor.

 

Dünya

 

Nisan ayının ilk yarısında Dünya genelinde yaşanan iki temel gelişmeye de değinmemiz gerekiyor.

 

Sudan’da 30 yıllık diktatörlüğün sonunu getiren gelişmeler yaşandı ve gelinen noktada Devlet Başkanı Beşir istifa etmek zorunda kaldı. Diğer önemli gelişme de Cezayir’de halkın sokağa çıkması oldu. Abdulaziz Buteflika’nın istifasından sonra göreve gelen geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’in 4 Temmuz’da cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını açıklamasına rağmen eylemler devam etti. Bu konularla ilgili aşağıdaki haber/yorumlardan detaylı bilgi edinilebilir.[i]

 

EKONOMİ

Enflasyon: Mart ayı enflasyon verileri açıklandı. Buna göre TÜFE aylık % 1,03; yıllık olarak % 19,71 oldu. Enflasyon artışında yıllık artışı % 31’e varan gıda fiyatlarındaki yükseliş belirleyici oldu. Böylece seçim öncesinde uygulanan tanzim satışlar, zincir mağazalara yapılan baskılar ve depo baskınlarının çok geçici bir etkisinin olduğu ortaya çıktı.

Konut satışları düşüyor: İç talebin durumunu gösteren bir başka veriye göre ise konut satışları 2019 yılının ilk iki ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21 azaldı.

Albayrak, ekonomide “reform paketi”ni açıkladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Yeni ekonomi programı yapısal dönüşüm adımları 2019”u açıkladı.[ii] Açıklanan paket yerel ve uluslararası ekonomi-finans çevrelerinde tatmin edici bulunmadı. Örneğin derecelendirme kuruluşu Moody’s “Bakan Albayrak’ın Çarşamba günü açıkladığı reform programı bir dizi önemli politika alanında çok az detay sağlıyor. Bütçe tedbirleri için detay veya spesifik takvim yer almadı” notuna yer verdi.[iii] Pakette dikkat çeken noktalar şunlardı: Kamu bankaları kredi çöküşünü önlemek için bir süredir şirketlere yüksek miktarda düşük faizli ticari kredi veriyor. Fakat bu uygulama kamu bankalarının sermeye yeterlilik oranlarını giderek zayıflatıyordu. Pakette yer alan, Hazine’nin özel tertip bono ihraç ederek kamu bankalarına vermesi önlemi, kamu bankalarının sermaye yeterlilik oranını tekrar yükseltmeyi, dolayısıyla kredi çevriminin sürdürülmesini öngörüyor. Paket finans alanında 2. bir önlem olarak özel bankaların bir araya gelerek inşaat ve enerji sektöründeki batık kredileri temizlemesini (yani inşaat ve enerjideki yandaş şirketlerin kurtarılmasını) hedefliyor. Buna karşın, paket bu konuda hiçbir ayrıntı içermiyor. Bir diğer önemli husus olarak paket Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) herkes için zorunlu hale getirilmesini ve Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulmasını içeriyor. Muhalif ekonomistler bu adımların, kredi tıkanıklığını aşmak için vatandaşların tasarruflarının sisteme aktarılması amacını taşıdığını düşünüyorlar. Kıdem Tazminatı Fonu ise kriz ortamında işverenlerin daha kolay işçi çıkarmasını sağlayacak.

 

Somut ayrıntılar içermeyen paketi bir “restorasyon” paketi olarak görmek doğru olmaz. Uluslararası sermaye seçimlerden sonra ekonomiden sorumlu bakan olarak Berat Albayrak’ın yerine “piyasa dostu” birinin atanmasını bekliyordu. Kulislerde Mehmet Şimşek’in Albayrak’ın yerine geçeceği duyumu dolaşıyordu. Şimdilik bu gerçekleşmedi.

 

TÜAD: Her türlü desteği vermeye devam deceğiz

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Bakan Albayrak‘ın açıkladığı reform paketinin hedeflerinin başarısı için her türlü desteği vermeye devam edeceklerini duyurdu. Yapılan açıklamada bu desteğin yanı sıra “hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler ve kapsamlı bir eğitim reformu başta olmak üzere demokrasi, sosyal kalkınma ve yatırım ortamını güçlendirecek reformlara da ivedilikle ihtiyacımız vardır” denildi.[iv] TÜSİAD’ın açıklamasıyla ilgili iki nokta vurgulanabilir. Normalde içi pek dolu olmayan bu paketin yetersizliğini eleştirmesi beklenirdi, fakat muhtemelen TÜSİAD iktidarla arasını bozmayı göze alamıyor. İkinci olarak ise hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler vurgulanarak Batılı bir yönelimin TÜSİAD açısından vazgeçilmezliğinin altı çiziliyor. 

 

Moody’s ve IMF Türkiye’yle ilgili büyüme beklentilerini açıkladı

Derecelendirme kuruluşu Moody’s ile IMF Türkiye ekonomisinin 2019 yılı büyümesine dönük beklentilerini açıkladı. Moody’s Türkiye’nin 2019’da % 2 daralacağını tahmin ederken IMF daralmanın % 2,5 olacağını öngördü.[v] Özellikle IMF gibi bir kurumun 2019’a ilişkin tahmini, resmi söylemde dile getirilen, 2019’un 2. yarısında ekonomide toparlanma başlayacağı iddiasının altının pek de dolu olmadığını düşünmemize yol açıyor.

 

Reuters: Berat Albayrak ABD’li yatırımcıları ikna edemedi

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında gittiği Washington’da “Yapısal Dönüşüm Adımları” paketini ve yeni ekonomi politikalarını anlattı. Reuters geçtiği haberde ABD’li yatırımcıların ikna olmadığını belirtti. Reuters’e konuşan bir kaynak “Kimseyi ikna edebildiğini sanmıyorum, iyi geçmedi” derken bir başka yatırımcı  “Kimsenin Türkiye hakkındaki görüşlerinin değiştiğini veya dünden daha umutlu olduğunu sanmıyorum” ifadelerini kullandı.[vi] İşin ironik yanı, toplantının hem BDDK hem de SPK tarafından TL’ye dönük spekülasyon suçlamasıyla hakkında soruşturma açılan JP Morgan adlı büyük yatırım bankası tarafından organize edilmesiydi.

 

Seçim belirsizliği: Kısa vadeli dış borç 13 günde 35,8 milyar TL arttı

Seçim sonrası yaşanan siyasi kriz dolar kurunun yükselmesine yol açtı. 13 gün gibi kısa bir sürede kısa vadeli dış borçlar TL cinsinden 35,8 milyar TL arttı.[vii]

 

 

 

[i] Bu konularla ilgili olarak şu haber yorumları ve makaleleri öneriyoruz:

 

Sudan’da 30 yıllık diktatörlük bitti: ‘Beşir istifa etti’

https://www.nerinaazad.org/tr/news/regions/middleeast/sudanda-30-yillik-diktatorluk-bitti-besir-istifa-etti; Sudan’da ‘Kandaka’ devrimi: Eylemlerin başını kadınlar çekiyor

https://www.gazeteduvar.com.tr/kadin/2019/04/10/sudanda-kandaka-devrimi-eylemlerin-basini-kadinlar-cekiyor/; Sudan’da halk, demokrasi talebiyle darbe konseyine karşı da sokakta  https://t24.com.tr/haber/sudan-da-halk-darbe-konseyine-karsi-da-sokakta,816541; Cezayirliler geçiş dönemi liderlerine karşı sokakta https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cezayirliler-gecis-donemi-liderlerine-karsi-sokakta/1450926;  Ergin Yıldızoğlu, O ‘Adam’ gitti, bu ‘Adam’ da gidiyor

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1339851/O__Adam__gitti__bu__Adam__da_gidiyor.html

[ii] https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/ekonomide-yeni-reform-paketi-aciklandi-411473.html

[iii] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1342785/Moody_s__Turkiye_icin_kuculme_tahminini_acikladi.html

[iv] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1339536/TUSiAD__Her_turlu_destegi_vermeye_devam_edecegiz.html

[v] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1342785/Moody_s__Turkiye_icin_kuculme_tahminini_acikladi.html. IMF’in açıklaması için bkz. http://www.rudaw.net/turkish/business/09042019

[vi] https://t24.com.tr/haber/abd-li-yatirimcilarla-gorusen-reuters-berat-albayrak-ikna-edemedi,816540

[vii] https://www.evrensel.net/haber/377407/kisa-vadeli-dis-borc-13-gunde-35-8-milyar-tl-artti