18-31 Ağustos 2019 Dönemi Gündem Değerlendirmesi
İÇ POLİTİKA GÜNDEMİ
18-31 Ağustos arası dönemde İç Politika gündemini, Van, Mardin ve Diyarbakır belediyelerine Kayyımların atanması, Davutoğlu’nun 7 Haziran 2016 seçimleri sonrası döneme için açıklamaları ve AKP’deki yankıları, Başta Kaz Dağları olmak üzere çevre felaketlerinin devam etmesi, kadın cinayetlerinin gündeme gelmesi ve idam tartışmalar, adli yıl açılışı ve istifa eden generaller oluşturdu.
Kayyım atamaları
19 Ağustos’ta İçişleri Bakanlığı kararıyla, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bedia Özgökçe Ertan görevden alındı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mardin Büyükşehir Belediyesine Mardin Valisi Mustafa Yaman, Van Büyükşehir Belediyesine Van Valisi Mehmet Emin Bilmez başkan vekili olarak görevlendirildi.[1]
Kayyım atamasının hemen beraberinde Hakkâri, Şırnak ve Van’da PKK’ye yönelik olarak jandarma, emniyet birimleri ve güvenlik korucularının katılımıyla ‘Kıran Operasyonu’ başlatıldı.[2] Aynı gün İçişleri Bakanlığı, 29 ilde düzenlenen operasyonlarda 418 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.[3]
Kayyım atamaları ve “Kıran Operasyonu”nun zamanlaması dikkate alındığında, bu yönelimin iki temel nedeni olabileceği düşünülebilir. Birincisi, Suriye’ye operasyon yapamayan (ABD tarafından engellenen) Türkiye’nin, uzun zamandır batıdan aldığı onayla da (Kayyım atamalarına AB’den şimdilik çok kısıtlı bir tepki geldiği görülüyor[4]) kendi sınırları içindeki Kürtlere baskıyı arttırdığı iddia edilebilir. Kayyım atamalarıyla bir kez daha Kürtlerin siyaset yapmalarının ve vatandaşlık haklarını kullanmalarının önünün kesilmeye çalışıldığı görülmektedir. İkinci olarak, söz konusu yönelimin, Öcalan’ın 1 Eylül’de yapacağı iddia edilen “silah bırakma” açıklamasının önünü kesmek üzere gündeme geldiği düşünülebilir. Her iki nedeni de devletin değişik kanatlarının mücadelesinde şahin kanadın şu an için baskınlığını sürdürdüğünün göstergesi olarak görmek mümkün. Suriye Kürtlerinin kazanımlarını ve Kürt kuşağı oluşmasını Türkiye için en büyük risk olarak gören bu kanat, Öcalan’ı yeniden devre dışı bıraktı denebilir. Bu açıdan, Kayyım ataması da zaten PKK’nin Türkiye’de silah bırakma ihtimalini azaltma amacıyla atılmış adımlardan biri olarak yorumlanabilir. Bununla birlikte Kürt hareketine yönelik Irak’ta da Pençe 3 harekâtı başladı. Suriye’ye izin alamayan Türkiye Irak ve Türkiye’deki Kürt hareketine karşı saldırıları artırmış görünüyor. Suriye konusunda ise, ABD ile varılan uzlaşmaya karşın fırsat kollayan ve fırsatı bulduğunda saldıracak bir eğilimin hala devam ettiği de görülmekte.
Kayyım ataması sürecinde dikkat çeken bir konu da atamalara karşı çok farklı kesimlerden tepki gelmesi oldu. 2016’daki kayyım atamaları sırasında olduğundan çok daha geniş yelpazede (Başta HDP olmak üzere CHP ve SP, hatta Hüda Par gibi muhalefet partilerinden – İYİ Parti’nin “nalına da mıhına da” tavrını not etmek gerek- birçok baroya, TTB’den Mülkiyeliler Birliği’ne, değişik kesimlerden ciddi tepkiler geldiği gözlendi.[5]
Üç belediyesine kayyım atanan HDP’den ilk tepki 19 Ağustos’ta basın açıklamasıyla dile getirildi: Başkanların görevden alınmasının açık bir siyasi darbe olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Bu aynı zamanda Kürt halkının siyasi iradesine dönük açık ve düşmanca bir tutumdur. İçişleri Bakanlığı hak ve özgürlüklerin gasp edilmesinin, provokasyonların, demokrasinin zerresini bile bırakmayan karar ve uygulamaların tetikçisidir ve bir darbe odağıdır” denildi. “Susmayacağız, durmayacağız…” sözleriyle başlanan açıklama, “Bu sadece HDP’nin ve Kürt halkının sorunu değildir; tüm Türkiye halklarının, tüm demokrasi güçlerinin ortak sorunudur. Susmayın, susmak onaylamaktır” çağrısıyla sonlandırıldı.[6] Aynı gün Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyım atanması gündemi ile olağanüstü toplanan HDP MYK’si, “kesintisiz eylem” kararı aldı. HDP’liler tepkilerini göstermek üzere ilk adım olarak, kayyum atanan üç kente yarın (20 Ağustos) partinin il örgütü binaları önünde saat 11.00’de toplanma kararı aldı. Bölgede kayyım uygulamalarına karşı sivil itaatsizlik eylemleri yapıldığı haberleri geldi. Örneğin 22 Ağustos’ta HDP, kayyım atamasını protesto etmek için gürültü çıkarma eylemi başlattı. HDP’li gençler ise ücret ödemeyerek toplu taşıma araçlarında eylem yaptı.[7] Ancak bunların yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağı, süreklilik kazanıp kazanmayacağı henüz belirginleşmedi.
CHP’nin bu süreçte beklenenin dışında bir tepki gösterdiği söylenebilir. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kayyum atanması demokrasiyle ve demokratik teamüllerle izah edilemez. Milletin iradesini yok saymak kabul edilemez” ifadelerini kullandı.[8] Genel merkezden de atamalrla kayyım yağmalamalarını ilişkilendiren bir açıklama geldi.[9] Ekrem İmamoğlu’nun daha sonra basına yaptığı sözlü açıklama ise daha sert unsurlar içeriyordu: “Demokrasinin teslim ettiği görevleri insanlardan hukuk dışı yöntemlerle almak kimsenin gözünde değil. Kendileri kaybeder. Milletin iradesini yok saymak büyük bir hatadır. Ortada milletin iradesi vardır. Öyle kuru laflarla bu hamleler yapılmaz. Kayyım atayarak bunu böyle ucu bucağı olmayan sürece bağlayamazsınız. Çok üzücü. Şiddetle kınıyorum. Karşısındayım. Herkes haddini bilecek”.[10]
Halk TV’de Ahmet Türk ve diğer belediye başkanlarının programa çıkarılması, M. İnce ve İmamoğlu’nun Diyarbakır ziyareti[11], Kılıçdaroğlu’nun İsmek’lerde Kürtçe kurslarına başlanacağına dair açıklaması (“Kürtçenin önündeki engelleri kaldıracağız, İSMEK’te Kürt dili kursları hayata geçireceğiz”… “Eğer beraber ve birlikte yaşıyorsak insan olarak bütün hakların eşit olması lazım”)[12] ile birlikte değerlendirildiğinde “CHP’de Kürt sorununa dair bir yaklaşım farkı mı gelişiyor?” sorusu akla geldi. Ancak olumlu sayılabilecek bu gelişmelerin yanı sıra, yaklaşmakta olan Canan Kaftancıoğlu hakkındaki dava duruşmasında ciddi cezaların çıkacağı söylentileri, CHP’deki bu gelişmelere set çekilmeye çalışılacağının işareti olarak yorumlarındı.
İç politika gündemindeki diğer bir gelişme ise Ahmet Davutoğlu’nun 24 Ağustos’ta Sakarya’daki bir toplantıda yaptığı çıkışı oldu.
“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa, birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar! Açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı biraz yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır…” Bu çıkış sonrası, Davutoğlu’nun, “hangi defterleri” kastettiği ve “insan yüzüne çıkamazlar” diyerek kimi ya da kimleri hedef aldığı tartışılmaya başlandı.
BBC Türkçe’ye bu ifadeleri değerlendiren Ahmet Davutoğlu’nun yakın çevresine göre, eski Başbakan bu sözlerle, hükümet kurma çağrılarını geri çeviren MHP, parti içinde kendisini genel başkanlıktan indirmek için imza girişimi başlatanlar ve PKK’nın eylemlerine net tepki koymayan HDP’yi hedef aldı.[13] Bazı kesimler ise açıklamayı “Sanki Davutoğlu, çözüm sürecini bitiren, AKP’nin 1 Kasım 2015 seçimlerinde tekrar tek başına iktidar olmasını sağlayan karanlık olayların arkasındaki hakikatleri ifşa etme şantajı yapıyormuş gibi kabul etti”. Davutoğlu 28 Ağustos’ta yaptığı ek açıklamada MHP’nin “terörle mücadelede” kendisini yalnız bıraktığını ifade ederek bu “yanılgıyı” tekzip etmiş oldu: “Niye 7 Haziran-1 Kasım dedim. O dönem benim mecliste çoğunluğum yoktu. 1 Kasım’dan sonra zaten çoğunluğu kazanmış ve terörle mücadelede risk alabilecek durumdaydım. 7 Haziran sonrası HDP, çoğunluğu kaybettiğimiz için tahrike başladı. O zaman onları da uyardık, eğer siz siyasi partiyseniz bu eylemlere destek vermeyin dedik. O dönem şehitler verdik. 3 Temmuz günü güvenlik birimlerine talimat verdim. Nasıl olsa geçici bir hükümet var. Biz tahrikler de yaparız eylemler de yaparız dediler. Bütün terör örgütleri harekete geçti. 7 Haziran akşamı verdiğimiz sözün gereği olarak bu devleti, milleti 1 saniye kimsesiz bırakmayız dedik. Bütün kurumlar harekete geçti ve mücadele başladı.”[14]
Oysa İrfan Aktan’ın da dediği gibi “Davutoğlu’nun yaptığı, AKP 7 Haziran’da iktidardan düştüğünde MHP’nin koalisyona yanaşmayarak “terörle mücadelede” kendilerini yalnız bıraktığına yönelik basit, hatta hakikatle örtüşmeyen bir tepkiden ibaretti.”[15]
Davutoğlu’nun sözleri yine de önemli bir gündem oluşturdu. Burada Davutoğlu’nu bir muhalefet odağı olarak değil belki de bir çeşit “hizip” olarak görmenin daha doğru olacağını belirtmek gerekiyor. Kendisinin Suriye politikalarının mimarı, Müslüman kardeşler üzerinden Ortadoğu’da yeni Osmanlıcı hayallere sahip, Kürt karşıtı politikaların öncüsü bir başbakan olduğu hatırlanmalı. Bu nedenle AKP içinde bir hizip oluşumu olarak görmek ve takip etmek daha doğru görünüyor.
Diğer taraftan partileşme açısından en ciddi yaklaşım Ali babacan ekibinden çıkacak gibi görünüyor. Bu kanalın da izlenmesi gerekiyor. Örneğin 29 Ağustos’ta, Beşir Atalay ve Nihat Ergün de AKP’den istifa etti iddiasının ortaya atılması, Babacan ekibinin giderek güçlenmekte olduğunun işareti sayılabilir.[16]
Barolar ve adli yıl açılışı
AYM’den barış imzacısı akademisyenlere dair çıkan kararın ardından 20 kadar Yargıtay üyesinin adli yıl açılış törenine katılmayacaklarını açıklamasının ardından çok sayıda baronun (TBB Başkanı Feyzioğlu’nın aksi yöndeki açıklamalarına karşın) açılışa katılmama kararını duyurması,[17] yargı alanında bir hareketlenme başladığının ciddi göstergeleri oldu. Bu alanda da önümüzdeki süreçte ilginç gelişmeler yaşanabilir.
Kadın cinayetleri
Kadın cinayetlerinde bu son on beş gün içinde büyük bir artış olduğu görülüyor. Bianet verilerine göre Ağustos ayında 40 kadın cinayeti işlenmiş görünüyor.[18] Bunlardan bazıları basın ve sosyal medyada önemli ölçüde yer buldu ve gündem oluşturdu.[19] Maşist erkek kültürünün yaygınlaştırılması, yoksulluk, işsizlik, şehirleşme, boşanma oranlarındaki artış vs. nedenlerin bir araya gelmesiyle oluşan bu duruma karşı bir tepki yoğunluğu da gözlendi.[20] Bu tepkiler olumlu görülebilir ancak bu tepkilerin sağ muhafazakar anlayışlar tarafından yeniden idam cezasının çıkışına bağlanması düşündürücü.[21]
TSK’da istifalar
1 Ağustos tarihinde açıklanan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının ardından TSK’da görev yapan 5 general 25 Ağustos’ta istifa etti. İstifa edenler arasında, YAŞ’ta Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan İdlib’ten sorumlu 6. Mekanize Piyade Tümeni ve Müşterek Özel Görev Kuvvet Komutanlığı’na atanan Tümgeneral Ahmet Ercan Çorbacı ile yardımcısı Tuğgeneral Ertuğrul Sağlam da yer aldı. İddiaya göre “TSK’da son yapılan atamalarla tümgeneralin tuğgenerale, ‘komutanım’ demesi söz konusu olacaktı”[22] İstifaların sebebini bu duruma bağlayan yorumlara karşı, istifasını veren 5 generalden Ahmet Ercan Çorbacı, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Göreve karşı tepki olmaz. Sonuçta biz askeriz. Bu görevlerde de kendimizi ispatlamışızdır. Sanki, terörle mücadeleden kaçıyormuşuz gibi bir izlenim verilmek isteniyor. Bu bize yapılan büyük haksızlık olur” diye konuştu.[23]
Askerlerin istifasının tam olarak neden kaynaklandığı anlaşılmasa da Ordu içinde son YAŞ kararlarından sonra sorunların yaşandığı görülüyor. İddialar arasında sorunlardan birinin “güvenli bölge” konusundaki görüş ayrılıkları olduğu da yer aldı ancak net bir sonuca varmanın şu an için zor olduğu söylenebilir.
DIŞ POLİTİKA GÜNDEMİ
Dış politika’da yakın dönemde olduğu gibi ana gündemi Fırat’ın Doğusu / güvenli bölge görüşmeleri, İdlip meselesi, S400’ler oluşturmaya devam etti.
İdlib
21 Ağustos’ta Esad’a bağlı rejim güçleri İdlib vilayetinde bulunan Han Şeyhun kasabasında kontrolü ele geçirdi. Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da silahlı grupların çekildiği bilgisini doğruladı. 24 Ağustos’ta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Danışmanı Buseyna Şaban, militanlara silah tedarik etmek için kullanıldığını öne sürdüğü İdlib’deki Türk gözlem noktalarının Suriye ordusu tarafından imha edilebileceğini söyledi.
27 Ağustos’ta Putin’den Erdoğan’a İdlib mesajı gönderdi: “Endişeliyiz, bölge militanlar için barınak olmamalı”. Öte yandan Putin Türkiye’nin güvenli bölge girişimi konusunda “Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından olumlu bir adım” yorumunu yaparak durumu dengelemeye çalıştı. Aynı gün Moskova’da bir araya gelen iki liderin, Suriye’nin İdlib bölgesinde yaşanan gelişmelere ilişkin görüşme sonrası yaptıkları açıklamalarının birbiri ile örtüşmemesi dikkat çekti.[24]
29 Ağustos’ta Binlerce Suriyeli sınıra dayandı; Cilvegözü Sınır Kapısı giriş-çıkışlara kapatıldı
İdlib’te toplandığı bildirilen kalabalık bir grubun Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısındaki Bab-El Hava’dan Türkiye’ye geçmeye çalışmasının ardından Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı giriş-çıkışlara kapatıldı. Sınır kapısında birikenlerin Erdoğan posteri yaktıkları ve Türkiye’yi protesto ettikleri görüldü. Bu gelişmelerin ardından Suriye yönetimi İdlib’de ateşkes ilan etti
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Suriye yönetimi askeri birliklerinin, yarın itibarıyla tek taraflı olarak Suriye’nin İdlib bölgesinde ateşkes ilan ettiği duyuruldu. Açıklamada, “Rusya Tarafları Uzlaştırma Merkezi, durumu istikrara kavuşturmak için Suriye ordusunun 31 Ağustos 06.00 itibarıyla, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesinde tek taraflı olarak ateşkes ilan etmesi konusunda anlaştı” ifadelerine yer verildi.
Aynı gün Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “İdlib’deki saldırılar Avrupa’ya yeni göç dalgası başlatabilir” açıklamasında bulundu. TSK’nın bölgedeki varlığına ilişkin de konuşan Çavuşoğlu, “Suriye’de siyasi çözüm olursa ordumuz ayrılacak ancak rejim siyasi çözüme inanmıyor” dedi.
Türkiye’nin zor durumda kaldığı anda ateşkes ilanı, Rusya’nın Türkiye’yi kaybetmek adına bir kez daha araya girdiğinin işareti sayılabilir. Türkiye için İdlib meselesi paradoks oluşturmaya devam ediyor. Türkiye buradan gelecek göçmenleri almak istemiyor, ancak şimdilik bu göçmenleri Kuzey Suriye’ye de yerleştiremiyor ve Rusya ile anlaşarak İdlib operasyonunu geciktirmeye ve bu arada Kuzey Suriye’ye girme hesapları yapıyor.
Fırat’ın Doğusu
21 Ağustos’ta MSB Akar ile ABD’li mevkidaşı Esper arasındaki görüşme sonrası ABD ile Türkiye arasındaki anlaşma sonucu sahada birinci aşamanın başladığı, Askeri Heyetlerin en kısa zamanda Ankara’da tekrar bir araya gelmeleri hususlarında mutabık kalındığı duyuruldu.
24 Ağustos’ta da Müşterek Harekat Merkezi’nin faaliyete başladığı ve ilk ortak devriyenin (ortak helikopter uçuşunun) gerçekleştiği açıklandı.[25]
25 Ağustos’ta iki Türk yetkilinin, Suriye’nin kuzeyi için ABD ile yapılan güvenli bölge anlaşmasının ayrıntılarını anlattığı haberi çıktı. Buna göre, Türkiye’nin bölgeye ÖSO birlikleri ile istediği kadar asker gönderme talepleri ABD tarafından kabul görmedi. İsim vermeden konuşan yetkililer, güvenli bölgede her bir Amerikan askerine karşılık bir Türk askeri konuşlandırılacağını söyledi.[26]
Aynı gün MSB, Irak’ın kuzeyindeki Sinat-Haftanin’de Pençe-3 Operasyonu’nun başladığını duyurdu. Emekli Tuğgeneral Karaosmanoğlu, “Hava operasyonları ile müşterek kara operasyonları da devam etmeli” dedi. Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı Kuzey Irak’taki gerçekleştirilen Pençe-3 operasyonunda çıkan çatışmada 3 askerin şehit olduğunu 7 askerin ise yaralandığını duyurdu.[27]
27 Ağustos’ta Fransız haber ajansı AFP’nin son dakika olarak duyurduğu haberde, “YPG güçlerinin Türkiye sınırından çekilmeye başladığı” bilgisi paylaşıldı. Çekilmenin, ABD ve Türkiye arasında varılan anlaşma gereği yapıldığı bildirildi.[28]
29 Ağustos’ta Erdoğan ilk defa ABD ile yapılan anlaşmaya ilişkin detaylar verdi. Erdoğan ‘güvenli bölge’ konusunda ABD Başkanı Donald Trump’ın gönderdiği ekibin, Barack Obama döneminde ifade edilen 20 milden daha dar bir teklifle geldiğini, ancak şimdi söz konusu ‘güvenli bölge’nin Trump’ın önerdiğinden de dar bir alanda gerçekleşeceğini açıkladı. Erdoğan, Turmp’ın ‘güvenli bölge’ için alan derinliği teklifinin kaç mil olduğunu ise belirtmedi.[29]
30 Ağustos’ta Milli Savunma Bakanı Akar, “YPG’nin, teröristlerin çekildiğine, bir kısım mevzilerin tahrip edildiğine dair bilgiler var, teyide muhtaç. Tamamını bizzat görmek istiyoruz.” dedi.
Özetleyecek olursak, Fırat’ın Doğusu’nda, anlaşmaya varılan tarafsız bölgede gözlem faaliyetlerinin başladığı, bu alanın 5 mil olduğu; SDG’nin ağır silahları sınırdan çektiği, Münbiç’te de bir güç azaltması yaptığı anlaşılıyor. ABD’nin organize ettiği anlaşma zeminin şimdilik işlediği görülüyor.
Ancak Erdoğan’ın 31 Ağustos’ta “Fırat’ın doğusunda 2-3 hafta içinde kendi belirlediğimiz şartlar dahilinde, kendi askerlerimizle fiilen bölgeyi oluşturmaya başlamazsak varsın gerisini karşımızdakiler düşünsün” ifadelerini kullanması[30] ise “uzlaşma” görüntüsüne gölge düşürdü. Erdoğan’ın bu açıklamayı yaklaşmakta olan 17-27 Eylül 2019 tarihleri arasında ABD’nin New York kentinde gerçekleştirilecek olan Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurul Toplantısı öncesi (Trump ile özel görüşme) pazarlık amaçlı yapmış olabileceği düşünülebilir. Bu çıkışa ABD’den bir cevap gelmediği görüldü.
Diğer dış politika gündemleri
Aşağıdaki iki haber; ABD’nin S400’ler konusunda tamamen kabullenme halinde olmadığını gösterdi:
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sisteminin ikinci sevkiyatının başlaması haberi üzerine ABD Başkanı Trump’a ‘Türkiye’ye yaptırım uygulaması’ çağrısında bulundu.[31]
28 Ağustos’ta ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Türkiye’nin F-35 savaş uçakları ya da S-400 savunma sistemleri arasında bir seçim yapması gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, “Savaş uçağına ihtiyacımız var. F-35’leri alamazsak yeni alternatifler ararız” demişti.[32]
***
İngiltere’de aşırı sağ inisiyatifi ele geçirmiş gibi görünüyor. Brexit’in engellenmesini önlemek için parlamento askıya alındı.[33] Öyle görünüyor ki İngiltere tüm sonuçlarına katlanarak AB’den ayrılacak ve dünya ekonomisindeki resesyon ihtimali artacak.
EKONOMİ GÜNDEMİ
Ekonomiyle ilgili son veriler de krizin düzeleceğine dair pek olumlu göstergeler içermiyor. Hatta veriler giderek kötüleşiyor. Devlet ek vergi ve zamlarla durumu yönetme gayretinde. Krizi uzun vadeye yayma ve fırsatları kollama siyaseti devam ediyor ancak çok şiddetli bir krizin yaklaştığına dair ciddi görüşler ileri sürülüyor. Ayrıca dünya ekonomik sisteminde de resesyon eğilimin güçlenmesi, kısa vadede Türkiye gibi merkez dışı ülkelere sermaye akışı yaratacağı beklense de orta vadede borca dayalı politikalara devam eden Türkiye’deki krizi daha da derinleştirebileceğini öngörebiliriz. Son iki haftadaki gelişmeleri özetlersek:
20 Ağustos’ta Merkez Bankası’nın (MB) zorunlu karşılık oranlarıyla ilgili yeni uygulamasının ardından dolar/TL yükselişe geçerken, bankacılar düzenlemeden tüm kamu bankalarının yararlanacağını, ancak özel bankaların genel olarak bugün için kriterleri sağlayamadığını belirtti.
26 Ağustos’ta piyasalarda görülen dalgalanma, ekonomideki kırılganlığı bir kez daha hatırlattı. Önceki hafta 5.70 seviyelerinden düşme eğiliminde olan olan Dolar, 26 Ağustos’ta gece yarısı ani hareketlilik yaşadı. Gece yarısı 01:29’da 6,39 seviyelerini gören dolar hızlıca düşmeye başlayarak 5,80 seviyelerine geriledi.[34]
Hükümetin gerek Hak-İş gerekse Memur zamlarında, işçi tepkileri toplumsallaşıp yaygınlaşmadan oldu bittiyle fiili durum yaratığı görüldü.
22 Ağustos’ta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Hak-İş, kamu işçisinin 2019-2020 yılındaki mali ve sosyal haklarını belirleyen 2019 dönemi kamu kesimi toplu iş sözleşmesi üzerinde anlaştı. Kamu işçisine 2019 için yüzde 8+4 zam, 2020 için ise yüzde 3+3 ve enflasyon farkı verilecek.[35]
29 Ağustos’ta da Memur zamları belli oldu. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, 5 milyonu aşkın memur ve memur emeklisinin maaş zammında hükümetin teklifini artırmadı. Kurul, hükümetin ikinci teklifinde olduğu gibi 2020’de yüzde 4+4, 2021’de de yüzde 3+3 zam verdi. Kesin olan bu oranlar en düşük memur maaşına gelecek yılın ilk yarısında 121 lira zam anlamına geliyor. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, “Hakem Kurulu, zam teklifini bırakın yükseltmeyi, bazı maddelerde hak kaybına bile neden oldu. Bu haliyle kurul, tüm beklentileri boşa çıkartmıştır” dedi.[36]
26 Ağustos’ta yapılan benzin ve LPG zamlarından sonra 30 Ağustos’ta Doğalgaz fiyatlarına yüzde 14,90 zam yapıldı. Fiyatların 1 Eylül 2019’dan itibaren geçerli olacağı belirtildi. Bu artışın önümüzdeki dönemdeki enflasyon rakamlarına ciddi bir olumsuz etkide bulunması bekleniyor.
[1] https://t24.com.tr/haber/icisleri-bakanligi-diyarbakir-mardin-ve-van-belediye-baskanlari-gorevden-alindi,835431
[2] https://t24.com.tr/haber/hakkari-sirnak-ve-van-da-kiran-operasyonu-baslatildi,835499
[3] https://t24.com.tr/haber/icisleri-bakanligi-29-ilde-duzenlenen-teror-operasyonunda-418-kisi-gozaltina-alindi,835454
[4] https://t24.com.tr/haber/ap-raportoru-kati-piri-den-kayyim-elestirisi-sirada-ankara-ve-istanbul-mu-var,835506
[5] http://www.yeniyasamgazetesi.info/mizrakli-tebligati-imzalamadi-onursuzluk-addederim/http://www.yeniyasamgazetesi.info/diyarbakir-barosu-baris-icin-tum-barolari-diyarbakira-cagiriyoruz/https://ilerihaber.org/icerik/kayyum-atamalarina-karsi-27-barodan-ortak-tepki-karar-idari-bir-darbedir-102242.htmlhttps://t24.com.tr/haber/gul-ve-davutoglu-ndan-kayyim-tepkisi-bu-sekilde-gorevden-alinmalari-dogru-olmamistir,835503http://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=b2a659e8-c26b-11e9-95f1-471dbb547346&utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitterhttps://www.kurdistan24.net/tr/news/19274bdb-75ca-4b89-9835-5e438e5c0ae5http://mulkiyehaber.net/mulkiyeliler-birligi-belediye-baskanlari-hizla-gorevlerine-iade-edilmeli/https://t24.com.tr/video/diyarbakir-baro-baskani-kayyim-atamalari-hukuken-kabul-edilemez-suren-davalardan-beraat-cikabilir,21432
[6] https://t24.com.tr/haber/hdp-merkez-yurutme-kurulu-ndan-kayyim-aciklamasi,835468
[7] https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/08/22/hdpden-kesintisiz-eylem-cagrisi/
[8] https://t24.com.tr/haber/imamoglu-milletin-iradesini-yok-saymak-kabul-edilemez,835469
[9] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1539259/CHP_den_kayyim_tepkisi__Kayyum_yagmalarini_gun_yuzune_cikarttiklari_icin_mi_demokrasiye_darbe_yaptiniz_.html
[10] https://t24.com.tr/haber/ekrem-imamoglu-ndan-kayyim-tepkisi-herkes-haddini-bilecek,835698
[11] https://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2019/08/31/imamoglundan-kayyim-elestirisi/https://t24.com.tr/haber/imamoglu-diyarbakir-da-konusuyor,837351
[12] https://t24.com.tr/haber/kilicdaroglu-ismek-te-kurtce-kurslar-hayata-gecirilecek,836895
[13] https://www.bbc.com/turkce/49459502
[14] https://t24.com.tr/haber/eski-basbakan-ahmet-davutoglu-aciklamalarda-bulunuyor,836927
[15] https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/08/26/davutoglu-ne-diyor-muhalefet-ne-anliyor/
[16] https://t24.com.tr/haber/besir-atalay-ve-nihat-ergun-de-akp-den-istifa-etti-iddiasi,837086
[17] https://t24.com.tr/haber/20-kadar-yargitay-uyesi-de-adli-yil-acilis-toreni-ne-katilmayacak,835772https://t24.com.tr/haber/tbb-baskani-feyzioglu-a-haber-e-konustu-cumhurbaskani-yargi-reformunu-sizin-evinize-mi-gelip-aciklayacak,836075https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/08/26/turkiye-barolar-birligi-yonetim-kurulunun-10-uyesinden-6si-bestepeye-gitmeyecek/
[18] http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/212591-erkekler-agustos-ta-40-kadini-oldurdu
[19] https://t24.com.tr/video/eski-kocasi-bicakladi-kizinin-cigliklari-arasinda-olmek-istemiyorum-haykirdi,21593http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1548124/Bu_kez_yer_Samsun__Esi_ile_kizini_oldurdu.htmlhttps://t24.com.tr/video/kadin-cinayetleri-bitmiyor-karisini-basindaki-esarpla-bogarak-oldurdu,21803https://t24.com.tr/haber/6-yasindaki-kizinin-gozu-onunde-vurulan-tugba-anlak-hayatini-kaybetti,836777http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1552418/istanbul_da_sokak_ortasinda_kadina_kursun.html
[20] http://sendika63.org/2019/08/istanbulda-kadinlar-emine-bulut-icin-sokakta-erkek-vuruyor-devlet-koruyor-558810/http://sendika63.org/2019/08/ankarali-kadinlar-emine-bulut-icin-sokakta-olmek-istemiyoruz-558771/http://sendika63.org/2019/08/trabzonda-kadinlar-emine-bulut-icin-sokaga-cikti-bir-kisi-daha-eksilmeyecegiz-558755/http://sendika63.org/2019/08/mersin-kadin-platformu-emine-bulutu-olduren-duzen-artik-yerle-bir-olacaktir-558828/https://t24.com.tr/video/rosa-kadin-dernegi-kadin-cinayetlerine-karsi-yuruyuste-olmek-istemiyoruz,21841https://t24.com.tr/haber/erkekler-kadina-yonelik-siddetini-etek-giyerek-protesto-etti,836762
[21] https://t24.com.tr/haber/adalet-bakani-gul-den-idam-aciklamasi,836994
[22] https://t24.com.tr/haber/tsk-da-son-yapilan-atamalarla-tumgeneralin-tuggenerale-komutanim-demesi-soz-konusu-olacak,836558
[23] https://t24.com.tr/haber/emekliligini-isteyen-ozel-kuvvetler-komutani-corbaci-goreve-karsi-tepki-olmaz,836624
[24] https://t24.com.tr/haber/moskova-da-bir-araya-gelen-erdogan-ve-putin-idlib-konusunda-ne-soyledi,836750
[25] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1547890/Musterek_Harekat_Merkezi_faaliyete_basladi__ilk_ortak_devriye_gerceklesti.html
[26] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1549023/Guvenli_bolgenin_bilinmeyen_ayrintilari_sizdirildi.html
[27] https://t24.com.tr/haber/kuzey-irak-ta-3-asker-sehit-oldu-7-asker-yaralandi,836385
[28] https://www.kurdistan24.net/tr/news/10dc482c-b098-4339-a378-fc085aba787d
[29] http://www.diken.com.tr/erdogandan-guvenli-bolge-aciklamasi-20-milden-daha-dar-bir-alanda-gerceklesecek/
[30] https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/08/31/erdogan-guvenli-bolge-tsk-kontrolunde-olamazsa-kendimiz-harekat-yapariz/
[31] https://t24.com.tr/haber/ikinci-s-400-teslimati-sonrasi-kongre-den-trump-a-cagri-turkiye-ye-yaptirim-uygulamalisin,836758
[32] https://t24.com.tr/haber/abd-savunma-bakani-mark-esper-den-f-35-aciklamasi,836931
[33] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1553280/Hukumet_istedi__Kralice_onayladi__ingiltere_de_Parlamento_askiya_alinacak__muhalefet__Britanya_usulu_darbe__diyor.html
[34] https://t24.com.tr/video/iste-dolardaki-turbulansin-3-nedeni,21739
[35] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1544973/Hak-is_ve_hukumet_anlasti.html
[36] https://t24.com.tr/haber/memur-sen-genel-baskan-yardimcisi-hakem-kurulu-zam-teklifini-birakin-yukseltmeyi-bazi-maddelerde-hak-kaybina-bile-neden-oldu,836972