22 Temmuz – 5 Ağustos 2018 Gündem Değerlendirmesi
Bu çalışma, Artizan web sitesinde yayınlanan kronolojiden[1] hareketle hazırlanmıştır.
Bu döneme ilişkin öne çıkan konular belli başlıklar ve ilgili olayların akışı derlenmiştir: EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA, SİYASET ana başlıkları altında ilgili döneme için kritik gelişmeler aktarılmış ve yorumlar eklenmiştir.
Genel olarak bakıldığında Temmuz ayının son haftasından itibaren Türkiye’nin giderek sistemsel bir krizin başlangıcını işaret eden çeşitli krizlerle karşı karşıya geldiği gözlenmektedir. Ekonomide döviz ve dış borç krizi, dış politikada “Brunson” vakasıyla somutlaşan ABD ile ilişkiler krizi, Suriye’de YPG – Rejim görüşmeleri ve yaklaşmakta olan İdlib krizi, siyasette muhalefet krizi, milli eğitimde lise krizi…
EKONOMİ GÜNDEMİ
Ekonomi başlığı altında altbaşlık olarak değerlendirilebilecek iki konu öne çıktı. Yeni Bakan yönetiminde başlayan ilk icraatlarla yeni dönemin temel yönelimleri ortaya çıkmaya başladı (Merkez Bankası’nın faiz kararı, Çin’den para gelmesi gibi. Öte yandan bu yönelimlere koşut olarak çeşitli sektörel kuruluş, yerli ve uluslararası finans kesimleri ve sanayici örgütlerden ekonomideki gelişmeler konusunda hükümete yönelik şimdiye kadar alışılmadığı ölçüde “uyarı” gelmeye başladı.
Yeni Bakan dönemindeki ilk uygulamalar/gelişmeler:
24 Temmuz
Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Merkez Bankası, politika faizini yüzde 11.75 olarak sabit bıraktı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın pazar günü ‘piyasalar ile kavga etmeyeceğiz’ açıklamasının ardından faizlere müdahale yapılmaması dikkat çekti.
- Kararın ardından dolar/TL kuru 4.91’e yükseldi.
Ekonomistlerden kritik açıklama: En büyük darbeyi bankalar yiyecek
- Merkez Bankası kararını gazetemize değerlendiren ekonomistler, “En büyük darbeyi bankalar yiyecek. Bu şartlarda kim bankalara kredi verecek?” dedi. Bir ekonomist, enflasyon geçişkenliğinin arttığını vurgulayarak “Kur artışının enflasyon üzerindeki etkisi yüzde 15’ten daha fazla olacak” yorumunda bulundu.
27 Temmuz
Çin’den 3. köprü ve BOTAŞ için 3.6 milyar dolar kredi
- Çinli finans kuruluşlarından enerji ve ulaştırma sektörü yatırımları için özel sektör, kamu kurumları ve bankalara sağlanacak 3.6 milyar dolarlık kredi paketi tamamlandı. Kredi paketini attığı tweet ile duyuran Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun” dedi.
- Hükümet tarafından Çin’den sağlanan BOTAŞ ve IC İçtaş İnşaat ve Astaldi (3.Köprünün yapımını üstlenen konsorsiyum) kredisini “Çin’e yaklaşma hamlesi” olarak değerlendiren Özgün Düşün Merkezi Baş Ekonomisti Dr. Sabri Öncü, “3.6 milyar dolar ABD’ye olan borcun yanında hiçbir şey. Çin, Türkiye’nin finansman ihtiyacını karşılayacak kadar para veremez” dedi. Öncü, “Türkiye gerçekten ekonomik olarak ABD’den uzaklaşma şansına sahip mi?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Bence yok. Çünkü öbür tarafa olan borç o kadar yüksek ki. Türkiye’nin bugüne kadar almış olduğu borçlar yaklaşık 460 milyar dolar. Çin’den 3.6 milyar dolar geliyor. Her zaman ‘Parayı veren düdüğü çalar’ diyorum. Çok fazla kavga edersen tıpayı çekelerse boğulursun. Bu girdapta. Türkiye’nin güçlü bir eli yok.”
Ancak Türkiye’nin Batı ekseninden uzaklaşmasını arzu ettiği düşünülen edilen Çin’in 3,6 milyar USD borç vermesi piyasalardaki tedirginliği yatıştırmaya yetmedi. Olağan koşullarda, Çin’den borç bulunmasının piyasalara güven vermesi, TL’nin değer kaybını kısmen yavaşlatması ve belli bir süre için de olsa USD/TL kurunun bulunduğu seviyenin altına inmesi beklenirdi. Ancak 27 Temmuz’da kur 4,86 olarak yüksek seyrini korudu. Döviz kuru 22 Temmuz’da da 4,82 idi. 06 Ağustos’ta ise 5,08 seviyesine geldiği gözlendi.
http://paracevirici.com/doviz-arsiv/merkez-bankasi/gecmis-tarihli-doviz/2018/amerikan-dolari
31 Temmuz
Merkez Bankası enflasyon tahminini yükseltti
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. TCMB 2018 yıl sonu için yüzde 8.4 olan enflasyon tahminini yukarı yönlü revizyona giderek yüzde 13.4’e çekti.
- Enflasyon raporuna ilişkin sunum yapan TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2018 sonunda orta noktası yüzde 13,4 olmak üzere yüzde 12,5 ile yüzde 14,3 aralığında gerçekleşeceğini öngördüklerini açıkladı.
- Çetinkaya, “Petrol ve TL cinsi ithalat fiyatları varsayımında yukarı yönlü güncelleme +2,3 puan; gıda fiyatları varsayımındaki yukarı yönlü güncelleme +1,4 puan ve ÖTV artışı sonucu alkollü içecek fiyatlarındaki artış +0,1 puan olarak öngörüldü” dedi.
- Çetinkaya, “Enflasyonun 2019 yıl sonunda yüzde 9,3’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülmektedir. 2020 yılında ise enflasyonun %6,7 olacağını öngörüyoruz” dedi.
3 Ağustos
Temmuz ayı enflasyon rakamları açıklandı
- Türkiye’nin enflasyonu, temmuz ayında piyasa beklentisinin altında artış gösterdi. TÜFE, temmuz ayında yüzde 0.55 arttı. Beklenti yüzde 1 artış olacağı yönündeydi. Temmuz ayında yıllık TÜFE ise 15.85 oldu. Yıllıkta beklenti ise yüzde 16.30 düzeyindeydi. Yurtiçi üretici fiyatları aylık bazda yüzde 1.77 artış gösterirken, yıllık Yİ-ÜFE yüzde 25 ile yüksek seyrini korumaya devam etti. Çekirdek enflasyon ise yüzde 15.10 seviyesinde yer aldı. Enflasyon’un beklentilerin altında kalması konusunda uzmanlar ‘gıda fiyatları’na dikkat çekti.
Aynı gün Bakan Albayrak:
- “Piyasaya çok uyumlu ve hızlı hareket etmek lazım. Eylül ayında program açıklandığında bugüne kadarki orta vadeli planların (OVP) hiçbirine benzemeyen bir dönüşümü görecek herkes” ifadelerini kullandı. ABD ile ilişkilerin piyasaya etkisiyle ilgili olarak Albayrak, “Günlük politikalarla Türkiye’yi yönetmememiz lazım” değerlendirmesinde bulundu. Kamuda tasarruf sürecini başlattıklarını belirten Albayrak, yüzde 30’a varan tasarruf hedeflediklerini dile getirdi.
Bu bilgiler ışığında hükümetin bu dönemdeki attığı adımları şu şekilde değerlendirebiliriz:
Merkez Bankası tahminlerin aksine politika faizini sabit bıraktı. Kararın ‘Piyasalarla zıtlaşmayacağız’ söylemine ters olduğuna dikkat çeken ekonomistler, bu şartlarda dış borç geri ödemeleri için kredi bulmanın zorlaşacağını vurguladı. Ekonomideki yavaşlama sinyallerinin vurgulandığı karar metni, Merkez’in birinci önceliği olan fiyat istikrarını sağlamak yerine büyümeye odaklandığı algısına neden oldu.
Kararın ardından, önceden 4,80 seviyelerinde seyreden Dolar/TL kuru 4.91’e yükseldi.
Yandaş kesimler, Merkez Bankası’nın bu kararının bilinçli olarak verildiğini, asıl faiz kararının Eylül ayının ilk haftası sonrasındaki toplantıya ertelendiğini, bu aşamada önemli olanın uzun zamandır ilk kez Merkez Bankası ve Maliyenin aynı dili konuşması ve uyum içinde olması (buradan daha önce öyle olmadıklarını anlıyoruz) olduğunu vurguladılar. Bu görüşe göre Hükümet Berat Albayrak döneminde sıkı para politikası uygulayacak, tasarruflara gidecek ve MB ile uyumlu çalışacaktı. Ancak ekonomi çevrelerindeki genel kanı, mayıs ayı sonunda olduğu gibi geç verilmiş (Eylül ayı) bir faiz artırım kararının boşa gideceği yönünde.
Bize göre faiz artırma kararının – evet bilinçli olarak – alınmamasının nedeni, “yeni rejim” gömleğini giymiş siyasi iktidarın kendi bekasını sürdürmesinin ekonomi cephesindeki temel koşulu olarak iç talebi, yatırımları devam ettirerek tabanını ve etrafındaki klientalist dağıtım/paylaşım ağını konsolide tutma gayretinde ısrar etmesidir. Zira beklentilerin aksine Mehmet Şimşek yerine Cumhurbaşkanı’nın damadının bu konuma getirilmesi de bunun göstergesidir. (Oysa seçimlerden önce, mayıs sonundaki Londra ziyaretinden sonra oluşan toz-dumanı yatıştırması için Londra’ya gönderilen Mehmet Şimşek idi.)
* * *
Ekonomi çevrelerinden uyarılar ve yorumlar:
Bu koşullarda (yandaş medyanın durumu görmezden gelen ve iktidara destek olan tavrına karşın)
Çeşitli sektörel kuruluş, yerli ve uluslararası finans kesimleri ve sanayici örgütlerinden ekonomideki gidişat konusunda ciddi “uyarıların” gelmeye başladığını gördük:
25 Temmuz
TÜSİAD Açıklaması: Patronlardan 8 kritik uyarı
- Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, 40 Yaş Altı 40 Genç CEO 2018 Araştırması’nın ödül töreninde yaptığı konuşmada basın özgürlüğü, laiklik ve demokrasi vurgusu yaptı. Bilecik’in konuşmasının satır başları şöyle:
* Türkiye ekonomisi son dokuz yıldır kesintisiz büyüdü. Ancak bu süreçte finansal riskler de biriktirdik. Uzun vadeli borçlanma maliyetlerini düşürmemiz için enflasyonun düşürülmesi şart.
* Hepimizin malumu bu yaz sadece yaz sıcakları değil siyasi sıcaklar da mevsim normallerinin bir hayli üzerinde. Ekonomideki harareti siz genç CEO’lar iyileştireceksiniz. Memleketin havasını gençlere emanet ediyoruz.
* Türkiye’nin basın özgürlüğü hukuk insan hakları alanında önemli yapısal sorunları var.
* Artık toplumsal uzlaşma ve reform dönemindeyiz.
* Kur riski özel sektör üzerinde ciddi kırılganlık yaratıyor.
* Finansal istikrarın sağlanması en önemli konu.
* Küresel ilişkiler iyileştirilmeli. Bir gözümüz ekonomide diğeri dış ilişkilerde.
* Laiklik ve demokrasi ülkemizin sigortasıdır.
Erol Bilecik genç yöneticilere de şu önerilerde bulundu: “Gençler, sizler dünyanın kaderini değiştiren bir liderin gençliğisiniz. Mustafa Kemal Atatürk bizim yönümüz ve özümüzdür.”
30 Temmuz
MÜSİAD’dan ekonomide ‘tek başlılık’ uyarısı
- Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, ekonomide ‘tek başlılığın’ önemine dikkat çekti.
- Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası’da gündemi değerlendiren MÜSİAD Başkanı’nın açıklamalarının öne çıkan bölümleri şöyle:
– Ticaret savaşlarının bize faydası olacak, çünkü daha ekonomik ve köprü pozisyonu olan yerlere yatırım yapıyorlar.
– (Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile görüşme) Merkez Bankası ya da dövizle ilgili açıklamaların tek elden çıkması bizim için çok önemli’ dedik.
– Vergi sisteminin sadeleştirilmesi gerek. İş adamı olarak bizler daha sade vergi sistemiyle hareket etmek istiyoruz.
– Kurda maksimum seviyenin 4,30 gibi olduğunu düşünüyoruz.
– Faiz konusunda özellikle hassasız. Birilerinin faizle piyasaya ayar vermesini doğru bulmuyoruz.
– Kurda maksimum seviyenin 4,30 gibi olduğunu düşünüyoruz. Bunun üstü köpük oluyor. Şu anki kurun iş dünyası için ihracat açısından çok iyi bir yerde olduğunu düşünüyoruz.
– Kuru, faizi artırmak için kullanıyorlar ama Merkez Bankası artık bunu gördü. Bundan sonra bu işlerin olmayacağını düşünüyoruz.
Fitch, Türk bankalarıyla ilgili uyardı; dolar/TL bir kez daha 4.90’ın üzerini gördü
- Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings tarafından yapılan açıklamada, “Türk bankalarının negatif görünümleri çeşitli riskleri yansıtıyor” ifadesi kullanıldı. Aynı açıklamaya göre Fitch, Türkiye bankalarının performansında bu yıl bozulma bekliyor.
- Fitch, TL’nin değer kaybetmesi, yüksek faiz oranları ve yavaşlayan ekonomik büyümenin bankaların varlık kalitesi, performansı, fonlama ve likiditesi için ciddi riskler oluşturduğunu belirtti.
Bir uyarı da ASO’dan: “Şirketlerin çoğu kanunen batık durumda”
- Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Türkiye ekonomisi öyle bir hale geldi ki işletmelerimizden çoğu Türk Ticaret Kanunu’na göre batık durumda” dedi. Özdebir, Türkiye’de bazı işlerin yapılamaz hale geldiğini ifade etti. Özdebir, 7 ay önce düzenlenen ASO 54. Yıl Ödül töreninde Erdoğan’ın ekonomiyi büyüttüğünü söylemişti.
31 Temmuz
TEPAV’dan uyarı: “Ekonomiyi üç felaket bekliyor”
- Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak, ekonomideki tehlikeleri Macbeth’teki 3 cadının kehanetlerine benzetti: “Gelen 3 kötü şeyi görüyorum: Özel sektör borçları, ABD yaptırımları ve konut fiyatlarındaki çöküş.”
1 Ağustos
TÜSİAD Başkanı Bilecik’ten ‘dengeli büyüme’ uyarısı
- Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, AA Finans Masası’na konuk oldu. Bilecik, “Kurların artan bir noktada, yükselen bir çizgi dahilinde devam etmesi, her zaman iş dünyasının kimyasını bozuyor. İnanın 4 psikolojik sınırdı. Ama şimdi o bozuldu. Dolar neredeyse 5’e dayanmış vaziyette. Bunları yüksek buluyoruz. Bunlar iş dünyasının hazırlıklı olmadığı noktalar”. “dedi.
TÜRKONFED Başkanı Turan’dan dikkat çeken zam uyarısı
- Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptığı açıklamada, BOTAŞ’ın doğal gaz fiyatlarına yaptığı zammın, Türkiye sanayisini ve iş dünyasını derinden etkileyeceğini kaydetti.
Bankalar, ‘borç yapılandırma’ sürecini hızlandırmak istiyor
- Türkiye Bankalar Birliği (TBB), şirket borçlarının yeniden yapılandırılmasını hızlandırmak için düğmeye bastı ve Türk Lirası’ndaki değer kaybı nedeniyle sorunlu kredilerdeki artışa daha hızlı çare bulabilmek için yeni bir çalışma başlattı.
- TTB’nin önerdiği programın, borçları 50 milyon Türk Lirası’nın üzerinde olan ve geri ödemede zorluk çeken şirketler için geçerli olacağı söyleniyor.
3 Ağustos
Bloomberg: Türkiye’de işler kontrolden çıkmak üzere
- Danimarka merkezli Nordea Varlık Yönetimi’nden Thede Ruest, Türkiye’de işlerin kontrolden çıkmak üzere olduğunu belirterek satış tavsiyesinde bulundu.
- İskandinav bölgesinin en büyük bankasının yükselen piyasalar borç yönetimi departmanının şefi olan Ruest, Bloomberg’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yönetim erozyonunun çarpıcı bir örneği olduğunu söyledi.
- TL’nin bu yıl yüzde 25 değer kaybetmesine, tahvil faizlerinin rekor seviyelere yükselmesine ve Borsa İstanbul’un dünyada en kötü performans gösteren borsa olmasını hatırlatan Bloomberg, para politikası ve enflasyon ile ilgili endişelere ABD’nin bu hafta karar aldığı yaptırımların eklendiğini belirtti. Truest, ABD’de faiz oranlarının artmasının da diğer yükselen piyasalar gibi Türkiye’de de kırılganlığı artırabileceğine ve dış borcun çevrilmesini zorlaştırabileceğine dikkat çekti.
JP Morgan’ın Türkiye için Eylül tahmininde ürküten tablo
- ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan, Türkiye için yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 13.2’den yüzde 14.5’e yükseltti.
- Banka, temmuzda enflasyonun sürpriz şekilde beklentilerin altında gelmesine rağmen fiyat dinamiklerinin hâlâ kötü olduğunu belirtti ve eylül için yüzde 16.3’lük zirve tahmininde bulundu.
- JP Morgan, büyümenin yavaşlamasına rağmen Merkez Bankası’nın (TCMB) kredibilitesini (güvenilirliğini) yeniden inşa etmek için hâlâ sıkı para politikasına ihtiyaç duyduğunu ve eylül ayındaki toplantıda 125 baz puan faiz artışına gitmesini beklediklerini ifade etti.
DIŞ POLİTİKA GÜNDEMİ
Dış Politika başlığı altında alt başlık olarak değerlendirilebilecek iki konu öne çıktı. “Brunson” vakasıyla somutlaşan ABD ile ilişkiler krizi, Suriye’de YPG – Rejim görüşmeleri ve yaklaşmakta olan İdlip krizi.
“Brunson” Vakası ve ABD ile ilişkiler krizi:
24 Temmuz
Türkiye’ye F-35 teslimatı: ABD Kongresi geçici durdurma üzerinde anlaştı
- ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu, 2019 savunma harcamaları yasa tasarısı üzerinde uzlaşma sağladı. Nihai versiyonda, ABD Savunma Bakanlığı’nın 90 gün içinde rapor hazırlaması ve bu rapor sunulana kadar F-35 teslimatının durdurulması da yer alıyor. Tasarının Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen versiyonunda Savunma Bakanlığı’nın raporu gelene kadar teslimatın geçici olarak durdurulması yer alırken, Senato’dan eklenen değişiklik maddesinde ise Türkiye’nin projeden tamamen çıkarılması öngörülüyordu.
Dışişleri’nden sürpriz İran çıkışı
- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “ABD, İngiltere, başka ülke olsun, onların yaptırım kararlarına biz uymak zorunda değiliz” dedi.
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin, ABD’nin İran ‘a yönelik yaptırımlarına karşı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptırımlarına her ülke gibi biz de uyarız ama ABD olsun veya İngiltere olsun veya başka bir ülke olsun, AB olsun, onların bir ülkeye yönelik yaptırım kararlarına biz uymak zorunda değiliz” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, Türkiye’nin önceden AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırım kararlarına da katılmadığını hatırlatarak, “Yaptırımları da doğru bulmuyoruz. Bu ilkesel bir tutumdur. Herhangi bir şarta bağlı değildir” şeklinde konuştu.
- Türkiye’nin Azerbaycan, İran , Rusya ve Irak’tan petrol ve gaz alımı yaptığını kaydeden Çavuşoğlu, şöyle konuştu: ” İran ‘dan almayıp da o ihtiyacımı nereden alacağım? Azerbaycan’dan almazsam nereden alacağım? Uzaktan konuşmak kolay. Biz komşu ülkeyiz İran ‘la. İran ‘la her konuda anlaştığımızı söyleyemeyiz, farklı görüşlerimiz de oluyor ama biz bu tür yaptırımlara karşıyız ve bu ilkesel tutumdur”.
Trump: İran’la nükleer program konusunda gerçek bir anlaşmaya hazırız
- ABD Başkanı Donald Trump, İran ile nükleer anlaşmayla ilgili yaptığı son açıklamada, daha önceki açıklamalarının aksine müzakere kapısını açık bıraktı ve “gerçek bir anlaşmaya hazır olduklarını” söyledi. Trump, “Neler olacağını göreceğiz ama gerçek bir anlaşma yapmaya hazırız; bir önceki yönetim tarafından yapılan ve bir felaket olan anlaşmadan değil” diye konuştu. ABD Mayıs ayında, İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmişti.
Rusya’dan ABD’ye Suriye çıkışı
- Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ABD’nin Suriye’de askeri operasyon gerçekleştirmeye devam etmek için hiçbir yasal dayanağı olmadığı, ülkedeki varlığını sürdürmek için tek mümkün yolun Moskova ve Şam ile göçmenlerin geri dönmesi için işbirliği yapmak olduğu ifade edildi.
25 Temmuz
Trump ‘rezalet’ dedi, ABD’li rahip 6 gün sonra tahliye edildi ve ev hapsine alındı
- İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’nin, casuslukla suçlanan ABD’li Pastör Andrew Brunson hakkında “sağlık sorunları gerekçesiyle” verdiği ev hapsine alınma kararının ardından Brunson bugün cezaevinden tahliye edildi. ABD Senatosu, Brunson için Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını içeren bir tasarı hazırlamıştı. ABD Başkanı da 6 gün önce Erdoğan’a hitaben, “Rahibin tutuklu kalması rezalet” diye tweet atmıştı.
Erdoğan, ABD’nin İran’a yönelik yaptırım kararını değerlendirdi
Erdoğan şöyle konuştu:
- ABD bizim için nasıl stratejik ortak ise bizim dünyadaki diğer stratejik ortaklarımızla olan ilişkilerimiz kesmek bizim bağımsızlık anlayışımıza ters düşer. Hem komşumuz olacak, hem stratejik ortaklığımız olacak. Öyle ürünler onlardan alıyoruz ki, bu ürünleri almadığımız zaman benim ülkemi kış boyu kim ısıtacak. Aynı şekilde kazan kazan esasına göre birçok gelişmeler var. Bunları nereye koyacağız. Bunları farklı yerlerden ulaşmak suretiyle bizlere iletmek bizleri ayrıca üzmektedir. Şu ana kadar sayın Başkan iyi bir duruş sergilemiştir. Gelen heyetler bizim düşüncemizi almışlardır. Temenni ederim ki yanlış adımlar atılmamış olsun.
26 Temmuz
ABD’den Türkiye’ye şok tehdit! Papazı serbest bırakmazsanız, ağır ekonomik yaptırımlar uygularız
- ABD Başkanı Donald Trump’ın yardımcısı Mike Pence, ABD’li rahip Andrew Craig Brunson hakkında bir açıklama yaptı. Mike Pence, “ABD’li papaz serbest bırakılmadığı takdirde ABD, Türkiye’ye yaptırım uygulayacak” dedi.
Türkiye’nin kredi almasını kısıtlayan tasarı ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nden geçti
- ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör Bob Corker ile Demokrat Senatör Bob Menendez, bugün Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayacak iki partili yasa tasarısının komitede kabul edildiğini açıkladı.
- Geçtiğimiz hafta Senatörler Thom Tillis, Jeanne Shaheen, James Lankford ve Bill Nelson ile birlikte sunulan tasarının, ABD vatandaşlarının ve büyükelçilik çalışanlarının keyfi olarak gözaltına alınmasını durdurma amacı taşıdığı açıklanmıştı. 2016 yılında Amerikalı Papaz Andrew Brunson tutuklanmıştı. Brunson dün görülen duruşma sonunda hapishaneden ev hapsine transfer edilmişti. Bir sonraki duruşmanın Ekim ayında görüleceği dava için ABD’li senatörler hukuksuz yargılamada bulunulduğunu iddia etmişlerdi. Nisan ayında 66 senatör, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘a Brunson’ın serbest bırakılmasını talep eden bir mektup göndermişlerdi.
27 Temmuz
ABD’den F-35 teslimatını engelleyecek hamle: Tasarı, Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi
- ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence‘in Türkiye’ye yaptırım çağrısında bulunduğu açıklamalar tartışılırken, Türkiye’ye F-35 teslimatını engellemeyi öngören yasa tasarısı ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi.
- Aynı tasarının, ağustos ayında Senato’da oylanması bekleniyor. Tasarı, Senato’dan da geçerse ABD Başkan Donald Trump’ın imzasına sunulacak.
İsrail’de gözaltında bulunan Ebru Özkan serbest bırakıldı. İsrail: Ebru Özkan, Trump’ın isteğiyle serbest bırakıldı
- ABD ile Türkile arasında ‘Brunson krizi’ sürerken İsrail’den konuyla ilgili flaş bir açıklama geldi. Washington Post gazetesi ABD Başkanı Trump’ın 14 Temmuz’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu arayarak İsrail’de gözaltına alınan Ebru Özkan adlı Türk vatandaşının bırakılmasını istediğini yazdı. Ankara ise takas iddiasını yalanlayan bir açıklama yaptı.
- Gazetenin iddiasına göre ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ‘takas’ anlaşması, 11-12 Temmuz tarihleri arasında Brüksel’deki NATO zirvesinde yapıldı.
- Trump, Brunson’un serbest bırakılması karşılığında bir anlaşma yaptığı için İsrail ‘den bunu talep etti.
- Washington Post, Brunson’ın serbest bırakılması yerine tutukluluğunun ev hapsine çevrilmesinin ardından Trump ile Erdoğan arasında ‘öfkeli’ bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini yazdı.
- İsminin yazılmaması kaydıyla Washington Post’a konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi, “Türkiye gerçek bir fırsatı kaçırdı. Pastör Brunson pazarlık kozu değildir” ifadelerini kullandı.
- Ardından Demirören Haber Ajansı’nın geçtiği haberde, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’un, Ebru Özkan’ın serbest bırakılmasına ilişkin basın organlarında yeralan bazı iddialara ilişkin yaptığı şu açıklama yer aldı:
- “Rahip Brunson’ın serbest bırakılması karşılığında Ebru Özkan’ın İsrail’deki tutukluluk haline son verildiğine ilişkin iddialar kesinlikle asılsız ve gerçek dışıdır. Bilindiği gibi, Ebru Özkan hakkında 9 Temmuz’da İsrail’deki duruşmada şartlı tahliye kararı verilmiştir. Adıgeçen tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış ve ülkemize dönmüştür.”
Sloat: ABD Türkiye üzerindeki ekonomik baskıyı artıracak
- ABD Dışişleri Bakanlığı’nın eski müsteşar yardımcısı Amanda Sloat, Trump yönetiminin papaz Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılması için Türkiye üzerinde ekonomik baskıyı arttıracağını söyledi.
- Son aylarda gerçekleştirilen temaslar sonrasında ABD yönetiminde Brunson’ın serbest bırakılacağı yönünde bir izlenim oluştuğunu, bunun gerçekleşmemesinin büyük hayal kırıklığına yol açtığını söyleyen Sloat, “Gerçekten de bu sorunların diplomatik kanallar aracılığıyla çözümü için ABD çaba harcadı. Ama artık sorunlara diplomasi yoluyla çözüm sağlanamaması nedeniyle alternatif yollara bakılıyor ve Almanya ile Rusya’nın yaptığı gibi ekonomik önlemleri devreye sokmak en olası seçenek olarak görünüyor” değerlendirmesini yaptı.
Muharrem İnce’den Papaz Brunson yorumu: Biz bu filmi Deniz Yücel olayında gördük
- Papaz Brunson’ın ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in açıklamalarının ardından eve çıktığını savunan İnce, Alman vatandaşı Deniz Yücel’in Berlin’in savunma sanayisine dair ikili anlaşmaların yenilenmeyeceği ‘tehdidinin’ ardından tahliye edilmesini hatırlatarak, “Biz bu filmi Deniz Yücel olayında gördük” dedi. “Başkan Yardımcısının açıklamasından sonra Rahip Brunson eve çıkarılabiliyorsa, Başkanın açıklamasıyla da serbest bırakılabilir, kendi evine gönderilebilir” yorumunda bulunan İnce, dünya genelinde Türkiye’deki yargının kurumsallığına ve bağımsızlığına inanan kimsenin kalmadığını savundu. İnce, “Diğer ülkelerin liderleri, yargılanan vatandaşlarını Erdoğan’la pazarlık yaparak kurtarabileceklerini gayet iyi biliyorlar” ifadesini kullandı.
ABD Başkan Yardımcısı Pence: Papaz Brunson serbest bırakılmazsa Türkiye’ye yaptırım uygularız
- ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, tutukluluğu ev hapsine çevrilen ABD’li papaz Andrew Brunson‘ın serbest bırakılmaması halinde, ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulayacağını açıkladı.
- Din özgürlüğü üzerine yapılan üç günlük bir konferansın kapanışında konuşan Pence cezaevinden çıkan ancak ev hapsi devam eden ABD’li rahip Andrew Brunson ile telefonda görüştüğünü açıkladı. Brunson’ı ABD’ye götürmek için çalışmaya devam edeceklerini belirten Pence, Andrew Craig Brunson’ın hemen serbest bırakılmaması durumunda “Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’ye ciddi ekonomik yaptırımlar uygulayacak” ifadelerini kullandı
- Pence, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Başkan Erdoğan’a ve Türk hükümetine, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı adına bir mesajım var. Papaz Andrew Brunson’u ya HEMEN serbest bırakın ya da sonuçlarıyla yüzleşmeye hazır olun.” dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan ABD’ye ‘Brunson’ tepkisi
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, papaz Andrew Brunson‘un tutukluluğu nedeniyle Türkiye’ye büyük yaptırımlar uygulanacağını açıklayan ABD’ye tepki gösterdi. Çavuşoğlu, “Türkiye’ye kimse dikte edemez, tehdidi tolere etmeyiz” dedi. Çavuşoğlu’nun ardından Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise “Türkiye’ye kimse emir veremez ve tehdit edemez. Türkiye’ye karşı tehditkâr bir dil kullanılması kabul edilemez” denildi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan BM’ye Kıbrıs tepkisi
- Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), Kıbrıs’taki BM Barış Gücü Misyonu’nun görev süresini 6 ay uzatmasına tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada “Genel Sekreter’in danışmanı tarafından gerçekleştirilecek temasların sonucuna ve çözüm sürecinin gelecekte alabileceği şekle dair peşin hükümler kaydedilmesi, Türkiye açısından bir anlam taşımadığı gibi, Kıbrıs meselesinin çözümüne de katkı sağlamamaktadır.” ifadelerini kullandı.
http://t24.com.tr/haber/disisleri-bakanligindan-bmye-kibris-tepkisi,672322
29 Temmuz
İsrail, ABD ve Mısır’dan Türkiye’ye ‘askeri müdahale’ seçenekli tehdit
- Lefkoşa’da yapılan ‘Dış Rumlar Konferansı’na İsrail, Mısır ve Amerika Birleşik Devletleri’nin büyükelçileri katıldı. Toplantıda konuşan İsrail Büyükelçisi Aammy Ravel, Rumların tek taraflı doğalgaz aramasına tepki gösteren Türkiye’nin davranışlarını ‘tahrik’ olarak niteledi. Ravel, “Türk tehditleri nedeniyle İsrail’in askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmamasını temenni ederim” dedi.
- Mısır Büyükelçisi Muhammed de gerekirse Türkiye’ye karşı askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceklerini ifade etti. ABD Büyükelçisi Cathleen Doherty ise Türkiye’nin Rumlara yönelik tavrının ‘Kabul edilemez’ olduğunu söyledi.
30 Temmuz
MGK: ABD’nin tehdit dili kabul edilemez
- Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hayata geçmesinin ardından, yeni yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ilk kez MGK toplantısı yapıldı. 5.5 saat süren toplantıdan sonra yazılı açıklama yapıldı. MGK bildirisinde, ABD tarafından Türkiye’ye karşı kullanılan tehdit dilinin ilişkilerine saygısızlık olduğu ve asla kabul edilemeyeceği belirtildi.
Bildiride, ABD ile ilişkilere yönelik, şunlar kaydedildi:
- “ABD’nin ülkemizin her türlü sorumluluğunu yerine getirdiği savunma sanayisi projelerini, milletlerarası antlaşmalara aykırı şartlara bağlayan kararının ve açıklamalarının, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığa ve güven ilişkisine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği vurgulanmıştır. ABD tarafından ülkemize karşı kullanılan tehdit dilinin ittifak ilişkilerine saygısızlık olduğu ve asla kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Türkiye’nin gerek ikili ilişkileri, gerekse ittifaklar çerçevesindeki tüm yükümlülüklerine bağlı olduğu kadar haklarına da sahip çıktığı, ülkemizin bu yaklaşımına saygı duyulmasının beklendiği kaydedilmiştir.”
- ABD ile Münbiç konusunda sağlanan mutabakatın Suriye meselesinin çözümüne önemli katkı sağlayacağı vurgulanan bildiride, “Bu kapsamda PKK/PYD-YPG terör örgütünün Münbiç’i terk etmesiyle ilgili yol haritası üzerinde durulmuştur. Bölgede güvenlik ve denetim sağlanmasına ilişkin ilave hazırlıklarla bölge halkının evlerine dönüşünü hızlandıracak tedbirler gözden geçirilmiştir.” ifadesine yer verildi.
- Suriye’de halen terör örgütlerinin etkinlik gösterdiği bölgelerin bir an önce güvenli hale getirilmesine yönelik çalışmaların da değerlendirildiği belirtilen bildiride, “Bu konudaki somut adımların atılmaya başlanacağı belirtilmiştir.” değerlendirmesi paylaşıldı.
31 Temmuz
Ev hapsine alınan Papaz Brunson’la ilgili başvuru reddedildi
- Yaklaşık 2 yıllık tutukluluğun ardından geçen hafta ev hapsine alınan ABD vatandaşı papaz Andrew Brunson’ın ev hapsinin sona erdirilmesi ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması yönünde avukatı tarafından yapılan başvuru reddedildi.
- Brunson’ın avukatı İsmail Cem Halavurt, ‘sağlık gerekçesi, kişi hak ve özgürlüklerinin ihlali ve tüm delillerin toplanmış olması, kaçma şüphesinin bulunmaması gerekçeleriyle’ müvekkili hakkındaki ev hapsi kararına itiraz ederek, ev hapsinin ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etmişti.
1 Ağustos
ABD Dışişleri Bakanlığı: Pastör Brunson konusunu Türkiye ile görüşüyoruz, bir an önce serbest bırakılmalı
- ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, Türkiye’de ev hapsinde bulunan Pastör Brunson’ın serbest bırakılması talebini yineledi ve Washington’dan gelen ‘Brunson serbest bırakılmazsa yaptırım uygularız’ açıklamalarının ne tür yaptırımları kapsayabileceği konusunda bilgi veremeyeceğini söyledi.
ABD’den Türkiye İçişleri ve Adalet bakanlarına yaptırım!
- Beyaz Saray, 2 yıla yakın tutukluluğunun ardından ev hapsine alınan ABD’li papaz Andrew Brunson’ın ‘durumuyla’ ilgili sorumlu rol üstlendiği belirtilen Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yaptırım uygulanacağını açıkladı.
- Açıklamayı Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders yaptı. Sanders, ABD’li Rahip Andrew Brunson’ın 2016’daki tutuklanmasında rol oynadıkları gerekçesiyle Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında yaptırım kararı aldıklarını söyledi.
- Sanders’ın bu açıklamalarının ardından ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin de ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’den Rahip Brunson’ın derhal serbest bırakılmasını beklediğini belirtti. Mnuchin “Rahip Brunson’ın haksız yere ev hapsinde tutulması ve devam eden davası kabul edilemez” diye konuştu.
- Açıklamada “Amerika Birleşik Devletleri, Rahip Brunson konusunda Türkiye’ye yaptırım uygulamaya karar vermiştir. Hazine Bakanlığı Türk İçişleri ve Adalet Bakanlarına yaptırım uygulanacak. Türkiye’ye yönelik yaptırımların hedefi İçişleri ve Adalet bakanları. Yaptırım gerekçesi iki bakanın Rahip Bruson’un tutukluluğunda ilişkili olması” denildi.
- · Açıklamanın tam metni: http://t24.com.tr/haber/abdden-turkiye-icisleri-ve-adalet-bakanlarina-yaptirim,673163
ABD’nin Süleyman Soylu ve Abdulhamit Gül’e yaptırım kararının ardından Ankara’dan ilk tepki
- ABD, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e yaptırım uygulamaya karar verdi. Yaptırım kararına ilişkin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Şiddetle protesto ediyoruz” denildi.
- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da ayrıca yaptığı açıklamada ABD’nin yaptırım kararının karşılıksız kalmayacağını belirtti.
- Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise konuyla ilgili mesajında, “ABD’nin bakanlarımıza yönelik skandal yaptırım kararı Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmaya yöneliktir. Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yürüyüşüne devam edecektir. Kimsenin gücü bu yürüyüşü durdurmaya yetmeyecektir” ifadelerini kullandı.
- Habertürk’ün haberine göre, bir Hükümet yetkilisi tarafından yapılan açıklamada “Türkiye, elbette tedbirlerini alacak, ABD tarafı bir adım atarsa bu adımlara cevap verecektir” denildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
- “Şu anda ABD makamları ile görüşmeler sürüyor. Bu görüşmeler karşılıklı anlayışa dayalı ve oldukça yapıcı bir atmosferde sürüyor. İki ülkenin de geçmişten gelen güçlü bağları ve stratejik işbirliği var. Görüşmelerde iki taraf da bu ilişkileri koruyacak iradeyi ortaya koydu.
- ABD tarafında, bu görüşmelere ve kurulan diyalog mekanizmasına rağmen, kamuoyuna yansıtıldığı gibi bir “ekonomik yaptırım” çalışması içerisine girilmesi talihsizlik olur. Görüşmeler bu kadar yapıcı bir havada geçerken, bu sürece geri döndürülemez şekilde zarar verilme çabası kabul edilemez.
- Türkiye bu diyalog sürecinin iki ülke için de olumlu sonuçlar vermesini amaçlıyor. Ancak elbette, ABD’den olası bir yaptırım kararına mütekabiliyet esasına göre cevap verilecektir. Bu kapsamda hükümetimiz, ABD’nin kararına karşı bir yaptırım listesi hazırlamak üzere çalışmalara başladı. Türkiye, elbette tedbirlerini alacak, ABD tarafı bir adım atarsa bu adımlara cevap verecektir.
- Kurulan diyalog mekanizmasının işletileceğini, ABD tarafında aklı selimin ve diplomasinin galip geleceğini umuyoruz. Aksi takdirde iki ülke ilişkileri onarılmayacak şekilde zarar görecektir”
2 Ağustos
ABD’nin yaptırım kararına 4 partiden ortak açıklama
- ABD Hazine Bakanlığı’nın yaptırım kararı ile ilgili AKP, CHP, MHP ve İyi Parti grupları ortak açıklama yaptı.
- TBMM’deki 4 siyasi parti grubundan yapılan ortak açıklamada, “ABD’nin tehditlerine halkımızın ortak dayanışması ve kararlılığı ile ‘hayır’ diyoruz. Türkiye hükümetinin iki bakanına yönelik ABD’nin yaptırım kararını şiddetle protesto ediyoruz” ifadesi kullanıldı.
HDP’li Bilgen, 4 partinin yayınladığı ortak bildirinin perde arkasını anlattı: Bize davet gelmedi
- HDP Grup Başkanvekili ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, ABD’nin, yaptırım kararının ardından yayınlanan AKP, CHP, MHP ve İyi Parti grupları ortak bildirisinde yer almaları konusunda parti grubuna herhangi bir davet gelmediğini, bir metne ortak imza atma yönünde girişim olmadığını açıkladı.
- Bilgen, “Sonuç itibarıyla biz katılırız, katılmayız imza atarız ya da kendi yaklaşımımızı sergileriz… Bu bizim tercihimiz ama bir partinin dış politika konusunda dışlanması ciddi bir biçimde sorgulanmaya değer bir durumdur” diye konuştu.
- İki ülke arasındaki meselenin bir ‘sonuç’ olduğunu düşündüklerini ifade eden Bilgen, “Bizce sorunun özü, Irak tezkeresinden bugüne kadar -en azından AKP’nin Amerika ile olan ilişkileri açısından söylüyorum- miting alanlarında hamaset yapıp kapalı kapılar ardında taahhütlerde bulunmaktır” dedi.
- Türkiye’nin siyaset yapma tarzının ‘ABD Başkanı Donald Trump’ın kötü bir taklidine’ dönüştüğünü de ifade eden Bilgen, “Trump da bedelini ne yazık ki Amerikan halkına ödetiyor ve bu tarzı tercih ediyor. Türkiye de bir süredir aynı yöntemlerle siyaset yapmayı iyi bir tercihmiş gibi tekrarlıyor” açıklamasında bulundu.
İyi Parti’den “Trump Towers’a el konsun” özrü
- ABD’nin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yönelik olarak yaptırım kararı almasının ardından “Trump Towers’a el konsun” önerisinde bulunan İyi Parti Sözcüsü ve Genel Sekreteri Aytun Çıray özür diledi. Çıray, kendisini arayan Trump Towers’ın yöneticisinin, ABD Başkanı Donald Trump‘la sadece isim hakkı konusunda bir anlaşmalarının bulunduğunu söylediğini ifade etti.
Bloomberg: Brunson ve Atilla’nın takası için pazarlık yapıldı, Türkiye son anda caydı
- Bloomberg haber ajansının, ABD Hazine Bakanlığı’nın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül‘e yaptırım uygulanacağını duyurmasından önce yayınladığı ve yaptırımlar için liste hazırlandığına dair haberde, Ankara ile Washington arasında ABD’li papaz Andrew Brunson ve eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla‘nın takasını da içeren bir anlaşma yapıldığı ancak Türkiye tarafının son anda ‘caydığı’ iddia edildi.
İçişleri Bakanı Soylu: ABD’de bir malımız var o da FETÖ; onu bırakmayacağız, alacağız
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘dan ABD’nin “mal varlıklarını dondurma” kararı sonrası açıklama geldi. Soylu, ABD’de bir yatırımı olmadığını belirterek, “ABD’de bir malımız var o da FETÖ. Onu bırakmayacağız, alacağız” dedi.
Bahçeli’den ABD’nin yaptırım kararına tepki: ABD papaz isterken, papaz vermeye de razı olmalıdır
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Türkiye-ABD ilişkileri iftira ve itibar kaybı ile sarsılmaktadır. Karar hukuken geçersiz, ahlâken çürük esasen yok hükmündedir” dedi.
- Bahçeli, ABD’de bulunan 15 Temmuz darbe girişimin planlayıcısı olduğu belirtilen Fethullah Gülen’e atıf yaparak, “ABD papaz isterken, papaz vermeye de razı olmalıdır” yorumunda bulundu.
- Yazılı açıklama yapan Bahçeli, “Türk milletine vahşi batı şartlarıyla mukabele edenler, çete mantığıyla müdahaleye kalkanlar Allah’ın izniyle yine püskürtüleceklerdir” diye konuştu.
- “Biz kovboy şapkasına değil, papaz külahına değil, Müslüman Türk milletinin ne dediğine bakarız, bakmaya da son neferimize kadar devam edeceğiz” diyen Bahçeli, “ABD Hazine Bakanlığı’nın sözde yaptırım kararlarına mütekabiliyet ilke ve esasları kapsamında aynen misillemede bulunulmalı, Türkiye’ye parmak sallayanlara haddi bildirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti meşru ve egemenlik hakları doğrultusunda her kararı almaya muktedir, her politikayı uygulamaya mezundur. Hiç kimseden izin ve icazet alınmayacaktır” ifadesini kullandı.
MÜSİAD’dan ABD’li senatörlere mektup: Ticari ilişkiler sekteye uğramasın
- Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ABD tarafından ABD’li senatörlere gönderilen mektupta, son dönemde yaşanan gerginlik karşısında iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin önemine vurgu yapıldı.
- Açıklamada, “NATO müttefiki olan ABD ve Türkiye’nin, hukuk devleti prensipleri gereği attıkları adımlara karşılıklı olarak saygı duymaları müttefik olmanın gerekliliklerindendir. İki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin hayati önem taşıdığı bugünlerde, taraflara karşılıklı ticari ilişkilerin önemini bir kez daha hatırlatır ve siyasi ilişkilerdeki gerilimlerin ticari iş birliklerini sekteye uğratmaması gerektiğini talep ederiz” ifadelerine yer verildi.
TÜSİAD’dan ‘yaptırım’ kararına tepki: İlişkilerin onarılamaz seviyede bozulması tehlikesini doğurmuştur
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ‘in açıklaması şu şekilde:
- “Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında 90 yıllık birikime dayanan ikili ilişkiler, karşılıklı kültürel ve ekonomik temasların etkisiyle güçlenmiş, zamanla ortak Batı değerlerine, ve jeo-stratejik temellere dayanan bir müttefikliğe dönüşmüştür. İki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi boyunca değişmeyen en önemli unsursa stratejik müttefikliğin bir gereği olarak diplomatik ve kültürel diyalog yoluyla ortak sorunların çözülmesi ve aklıselimin her kırılma riski anında galip gelmesi olmuştur”
- “Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin, iki ülke arasında yaşanan son diplomatik sorun karşısında almış olduğu yaptırım kararı, söz konusu stratejik müttefikliğin doğasına aykırıdır. Alınan bu yaptırım kararının kabul edilemez nitelikte olduğunun bilinmesini isteriz. TÜSİAD olarak Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ikili ilişkilerin, diyaloğu ve diplomatik teamülleri temel alan yapıcı bir yaklaşım çerçevesinde onarılmasını temenni ediyoruz.”
Türkiye Barolar Birliği’nden Amerikan Barolar Birliği’ne ‘yaptırım’ mektubu
- TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun imzasını taşıyan mektup şöyle:
- “Amerika Birleşik Devletleri’nin yetkili makamlarının Türkiye’de tutuklu bulunan bir vatandaşlarının salıverilmesi için ülkemize yönelik yayınladıkları tehdit mesajları ve yaptırım tehditleri kabul edilemez. Bu davranışı ile Amerika Birleşik Devletleri, hem uluslararası hukuku hiçe saymakta hem de egemen bir devletin yargısına müdahale etmeye kalkışmaktadır.
Söz konusu davranış, ‘hukukun üstünlüğünü tanımayız, üstünlerin hukukunu dayatırız’ yaklaşımıdır. Ancak şu bilenmelidir ki; gerçekte ‘üstün’ olan, hukuktan ve adaletten ayrılmayan, kaba kuvvete başvurmayandır. Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı yetkililer adeta ellerine bir çekiç almışlar ve önlerine çıkan her soruna çivi muamelesi yapmayı dış politika sanmaktadırlar. Bu, ABD için de dünya için de sürdürülemez. Türk yargısı, evrenselleşmiş adil yargılama kurallarına uygun bir yargılama yapacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Böylece ‘üstün olan’ın, kaba kuvvet tehdidinde bulunan değil; ‘hukukun üstünlüğüne saygı duyan’ olduğu tüm dünyaya bir kez daha gösterilecektir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri müttefiktir. Bu ittifak, sadece iki ülke için değil, dünya için de önemlidir. İttifakın temeli uluslararası hukukta ve devletlerin egemenlik haklarına karşılıklı olarak saygı göstermesindedir. Giderek akıl dışı bir yöne kaymakta olan bu krizin müttefiklik hukuku içinde ve akılla çözüleceğine inanıyoruz. Bu noktada yargımıza olan güvenimiz tamdır.”
Türkiye’ye F-35 satışının durdurulmasını içeren yasa tasarısı Senato’dan da geçti!
- ABD Senatosu, 716 milyar dolarlık 2019 savunma harcamaları yasa tasarısını 10’a karşı 87 oyla onayladı. Tasarı, daha önce Temsilciler Meclisi’nden de geçmişti. Başkan Donald Trump’ın onayı halinde, Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının teslimatı dondurulacak. Üzerinde uzlaşma sağlanan tasarıda, Türkiye’ye F-35 yeni nesil savaş uçağı teslimatının geçici olarak durdurulması da yer alıyor. Tasarının yasalaşması için ABD Kongresi’nin her iki kanadında da onaylanan tasarının Başkan Trump tarafından da imzalanması gerekiyor.
3 Ağustos
ABD’den Çavuşoğlu-Pompeo görüşmesine ilişkin açıklama
- “Bakan Pompeo, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla Singapur’da 3 Ağustos’ta ASEAN Bakanlar Toplantısı’nda görüştü. Çok sayıda konuyu ele aldılar ve yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiler. İki ülke arasındaki sorunların ortadan kaldırılması için çaba göstermeye devam edileceği konusunda fikir birliğine vardılar.”
ABD’den bir yaptırım da Rusya’ya
- ABD Hazine Bakanlığı, yaptırım listesinde bulunan Kuzey Koreli Foreign Trade Bank’ın Moskova Temsilcisi Han Jang Su’ya hizmet verdiği gerekçesiyle Rus bankası Agrosoyuz Commercial Bank’a yaptırım uygulanacağını açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’tan ABD krizi yorumu: 40 yıllık karı koca bile her konuda anlaşamıyorlar
Albayrak, ABD ile Türkiye arasındaki kriz hakkında ve gündeme ilişkin olarak NTV canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Albayrak şöyle konuştu:
- Son dönemdeki dalgalanmaların akabinde bunu üstün tutmaya çalışarak yürütüyorum. Sabah dışişleri bakanımızla da görüştüm. Bu noktada baktığımızda iki ülke arasında, iki ülkenin geçmiş hukukuna yakışır şekilde irade ortaya konulmuş, bu önemli bir durum. Dolayısıyla iki ülkenin dışişleri bakanı ülkelerine gidecekler, arasındaki potansiyel ve mevcut krizlerle alakalı yol haritası belirleme noktasında pozitif irade ortaya koyacak.ABD ile bir çok konuda anlaşamadığımız hususlar var. Bu bazen azdı, bazen çoktu. Süreç içerisinde yanlış olan hususlar tespit edildi, bugüne kadar hep yaşadık. Suriye, Münbiç konusuyla ilgili. Şimdi mutabakata varıldı. Günlük söylemlere dayalı, provokatif bilgilere dayalı değil, devlet ciddiyetinin ortaya koyacağı süreçlerle ortaya koymak lazım. Araya farklı kanallar, söylemler girdiği zaman piyasa, ülkeler, kamuoyu farklı yorumlar ortaya koyabilir. Gerginlikler diyoruz, piyasaları gerginleştirebilecek söylemler diyoruz. İpler hiçbir zaman kopmaz. İşte Amerika Kuzey Kore, görüşüyorlar. Toplum ve kamuoyu şunu bilmeli, hepten kopmak ve yakınlaşmak değil. Aynı evin içinde iki kardeş bile, 40 yıllık karı koca eşler bile her konuda anlaşamıyorlar. Bazen tartışıyorlar, sonra anlaşıyorlar.
4 Ağustos
ABD’den Türk ürünlerine vergi adımı
- Donald Trump yönetimi ABD’ye gümrük vergisi olmadan giren Türk ürünlerini vergilendirmek için gözden geçirme kararı aldı. Ürünler arasında, otomotiv yedek parçaları, mücevherat ve doğal taş bulunuyor.
Çavuşoğlu’ndan ‘karşı yaptırım’ açıklaması
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rahip Brunson krizi ve yaptırım kararıyla ilgili konuştu. Çavuşoğlu, “Kimse Türkiye’den baskıyla, yaptırımla netice alamaz. Var olan sorunlar var, biz bunları gündeme getiriyoruz” dedi.
ABD el yükseltti: Diğer tutuklu vatandaşlarını da istiyor
Görüşmeden önce Pompeo:
- Türkler, artık Brunson’ın serbest kalma zamanının geldiğinden, vaktin çoktan geçtiğinden haberdardı ve umarım bunun neden olduğunu anlarlar; bu bizim çok ciddi olduğumuzun göstergesi. Brunson’ıneve dönmesi gerek, tıpkı Türk hükümeti tarafından tutulan diğer Amerikan vatandaşları gibi.
Görüşmeden sonra çavuşoğlu:
- Tehdit diliyle, yaptırımlarla hiçbir sonuca varılamayacağını başından beri söyledik. Bugün bunu tekrarladık. Çok iyi şekilde anlaşıldığını düşünüyoruz. Sorunları nasıl çözeceğimizi, birlikte nasıl adım atacağımızı değerlendirdik. Bu anlamda son derece yapıcı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim.
“Brunson” krizinin tetiklediği ABD krizine ilişkin olarak şu an için aşağıdaki tespitlerde bulunmak mümkün görünmektedir:
Çok kısa süre önce Erdoğan, 11-12 Temmuz’daki NATO zirvesinde Türkiye’nin ilk başkanı olarak yer almış, ABD başkanı Trump ve Fransa başkanı Macron’un kendisini tebrik etmiş, hatta Trump tarafından “işini yapan tek lider” olarak övülerek “çak” yapılmıştı. Bu, Türkiye’nin karşılıklı çıkarlar gereği Batı ve ABD ile ilişkilerinin devam edeceğine işaret ediyordu.
Ancak hiç beklenmedik bir zamanda çıkan “Brunson krizi” bu beklentiyi tersine çevirecek görünüyor.
İddiaya göre, Türkiye ile Washington arasında ABD’li papaz Andrew Brunson ve eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın takasını da içeren bir anlaşma yapılmış ancak Türkiye tarafının son anda ‘caymış’ Halkbank ve İran’a yaptırıp konularında da bazı taleplerde bulunmuştu. Buna kızan Trump da “Tamam o zaman Papaz kalsın” demişti. [2]
Bu durum ABD ile ilişkilerde asıl sorunun daha derinlerde olduğunu ve uzunca süre devem edeceğini ortaya koyuyor. [3]
Önümüzdeki dönemde “Brunson” meselesiyle birlikte “İran’a yaptırımlar” konusunun daha ciddi bir kriz yaratması beklenebilir.
Haziran ayında AKP’ye ABD tarafından bir seçim hediyesi olarak sunulan “Münbiç anlaşması”nın ise şimdilik sahada bir “devriye arkadaşlığı” ötesine geçemediği ama devam ettiği anlaşılıyor.
Konunun iç politikayla ilişkisi açısından bakıldığında ve gerek siyasi partilerin gerekse önde gelen sivil toplum örgütlerinin açıklamalarına bakıldığında iktidarın “Brunson” meselesi etrafında “milli” bir konsolidasyon sağlamakta ve derinleşmekte olan kendi sistem krizini “gizlemeye çalışmakta” yüksek siyaset perdesinde başarılı olduğu söylenebilir.
* * *
Suriye’deki gelişmeler
24 Temmuz
Rusya’dan ABD’ye Suriye çıkışı
- Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ABD’nin Suriye’de askeri operasyon gerçekleştirmeye devam etmek için hiçbir yasal dayanağı olmadığı, ülkedeki varlığını sürdürmek için tek mümkün yolun Moskova ve Şam ile göçmenlerin geri dönmesi için iş birliği yapmak olduğu ifade edildi.
27 Temmuz
Suriye Demokratik Güçleri, Şam yönetimi ile ilk kez görüşüyor
- Kürt birliklerin başını çektiği ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı, Şam yönetimi ile savaşın başından beri ilk kez görüşmelere başladı. SDG’nin kontrolündeki bölgelere hizmet götürülmesini içeren görüşmelerin, müzakerelere de zemin hazırlaması bekleniyor.
- Reuters’e konuşan DSM Eşbaşkanı Riad Darar Şam’a iki gün önce giden DSM heyetine diğer Eşbaşkan İlham Ahmed‘in başkanlık ettiğini kaydetti. Riad Darar, Şam’a gidiş amaçlarının Suriye devletiyle siyasi ve askeri müzakereler yapmak olduğu mesajını verdi.
- “Altyapı hizmetlerinden siyasi ve askeri meselelelere kadar genişleyebilir”
- Görüşmelerde öncelikle DSG’nin kotrolündeki bölgelere hizmetlerin ulaştırılması meselesi ele alınırken, Darar, Reuters’e, belli bir gündem olmadığını ve görüşmelerin siyasi-askeri meseleleri ele alacek şekilde genişleyebileceğini söyledi.
- DSM heyetinin Şam’daki temaslarının ne kadar süreciğini ve nasıl sonuçlanacağını bilmediğini söyleyen Darar, bunun Suriye hükümetiyle müzakerelerin başlaması anlamına gelmediğini, ama amacın bu olduğunu, sorunları kendi aralarında çözmelerinin zamanının geldiğini dile getirerek müzakere için bir temelin mevcut olduğunu söyledi.
TSK unsurları Menbiç’te 20’nci devriye görevini yaptı
- Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve ABD Silahlı Kuvvetleri unsurları, Fırat Kalkanı Harekât alanıyla Münbiç arasındaki hatta 20’nci koordineli/bağımsız devriye görevini gerçekleştirdi.
- Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, TSK ve ABD Silahlı Kuvvetleri unsurlarınca Fırat Kalkanı Harekât alanı ile Münbiç arasında kalan hatta 20’nci koordineli/bağımsız devriye faaliyeti yürütüldü.
29 Temmuz
Suriye’de barışa doğru: Suriyeli Kürtler, Esad’la masaya oturuyor
- Suriyeli Kürtlerin desteklediği Suriye Demokratik Konseyi, 7 yıldır devam eden çatışmanın sona ermesi için Suriye yönetimiyle birlikte çalışacaklarını açıkladı. Açıklamada, “Amacımız demokratik ve tek merkezden yönetilmeyen bir Suriye’ye giden yolu açmak” dendi.
- Konsey, Suriye’nin başkenti Şam’daki toplantıyı takiben yapılan açıklamada, tarafların demokratik ve merkez yerine yerelden yönetilen bir Suriye için yol haritası üzerinde çalışma kararı aldıkları açıklandı. Bu, Konsey’in Suriye’nin başkentine yaptığı resmen duyurulmuş ilk ziyaret oldu.
- Söz konusu ziyaretin, Kürt yetkililerin Suriye’de, kendilerine bölgesel yönetim hakkı kazanabilmek adına, Suriye lideri Beşar Esad‘la iletişim kanallarını açık tutma niyetlerini gösterdiği de ifade ediliyor.
‘’Henüz bir anlaşmadan bahsetmek için erken ama üzerinde çalışıyoruz’’
- Konsey, amaçlarının ‘daha geniş, kapsamlı bir diyalog sağlamak’ ve ‘demokratik, tek merkezden yönetilmeyen bir Suriye’ye giden yolu açmak’ olduğunu açıkladı.
- AFP’ye konuşan PYD’nin danışmanlarından Sihanouk Dibo, pazarlıkların ‘sert’ geçmesini beklediğini ifade etti: ‘’Henüz bir anlaşmadan bahsetmek için erken ama üzerinde çalışıyoruz.’’
- Suriye’deki toprakların 4’te birinin kontrolünü elinde tutan Kürtler, 7 yıldır süren savaş boyunca Esad’la çatışmaktan uzak durmuş, görüşme kapısını aralık tutmuştu.
Suriye ordusundan İdlip operasyonu için ilk adım
- Suriye ordusunun, ülkenin güneyindeki Dera ve Kuneytire vilayetlerini büyük ölçüde kurtarmasının ardından bir sonraki taarruz için ülkenin kuzeybatısındaki Lazkiye-İdlip hattına birlik kaydırmaya başladığı bildirildi. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1040100/Suriye_ordusundan_idlip_operasyonu_icin_ilk_adim.html
31 Temmuz
BM’den kritik Suriye açıklaması
- BM’nin Suriye özel temsilcisi De Mistura, İran, Rusya ve Türkiye ile Eylül ayının başında Cenevre’de bir toplantı gerçekleştirileceğini duyurdu. Toplantıda Suriye ‘deki anayasa komitesinin oluşturulması gündeme gelecek.
- Astana sürecini başlatan Türkiye, Rusya ve İran, iç savaş ülkesinde çatışmaların durması için garantör olmuştu.
- Güney Afrika’daki BRICS toplantısının ardından Almanya, Rusya ve Fransa, Türkiye ev sahipliğinde 7 Eylül’de İstanbul’da bir araya gelecek. Bir sonraki toplantı da Türkiye, Rusya ve İran’ın katılımıyla Tahran’da gerçekleştirilecek.
1 Ağustos
Rusya’dan Suriye açıklaması: Türkiye’nin çekilmesi için ısrarcı olacağız
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, ‘operasyonlar ve görevleri’ bittikten sonra askerlerin Aziz ve Cerablus arasındaki alandan geri çekilmesi taleplerini Türkiye’ye ilettiklerini belirterek, ‘gereken koşullara ulaşıldığında ‘Türk askerlerinin çekilmesi gerektiği konusunda ısrarcı olacaklarını’ söyledi.
Suriye: Türkiye’nin işgal ettiği tüm toprakları geri alma hakkına sahibiz
- Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Suriye hükümetinin İdlib dahil Türkiye’nin işgalindeki tüm toprakları geri alma hakkına sahip olduğunu belirtti.
- Caferi, “Bu konuda hiçbir taviz söz konusu olamaz. Çatışmasızlık bölgelerinin geçerlilik süresinin bir sınırı var. Suriye hükümetinin izni olmadan bu süre uzatılamaz. Türkiye’nin işgal ettiği tüm toprakları geri almak Suriye halkının meşru hakkı” dedi.
- Rusya ve İranlı dostlarının Suriye’nin bağımsızlığının korunması yönündeki taahhütlerini saygıyla uyguladıklarını belirten Caferi, “Türkiye’ye gelince, ülkemizin bağımsızlığına saygıyla yaklaşma taahhütlerine 10. kez uymuyor. Bildiğiniz gibi Türk yönetimi İdlib’deki çatışmasızlık bölgesiyle ilgili taahhütlerine de uymuyor. Türkiye oraya sadece hafif silahlı polisleri göndermeliydi ama böyle yapmadı. Onlar oraya silahlı güçleri, tankları ve zırhlı araçları gönderdi” dedi.
3 Ağustos
Uluslararası Af Örgütü ‘Afrin raporu’nu yayınladı: İnsan hakları ihlalleri yaşanıyor
- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Afrin’e yönelik gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı, geçtiğimiz mart ayında son buldu ve şehir merkezi ÖSO’nun yönetimine bırakıldı.
- Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), operasyonun ardından Afrin’de yaşananlara dair bir rapor yayımladı. Raporda, Afrin’de ‘insan hakları ihlalleri yaşandığı ve operasyonu ÖSO ile başlattığı için sorumlu konumda bulunan Türkiye’nin bu ihlallere göz yumduğu’ tespitine yer verildi.
4 Ağustos
Rusya’dan ABD’ye Suriye’de iş birliği teklifi
- Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, ABD’li mevkidaşı Joseph Dunford’a iki ülke arasındaki gizli hat üzerinden Suriye mektupu gönderdi. Mektupta, ABD ile Irak-Suriye sınırındaki Ruhban kampında bulunan Suriyeli sığınmacıların durumu ve mayın temizleme çalışmalarında işbirliği teklifinde bulunuldu.
5 Ağustos
BM Barış Gücü 2014’te Ayrıldığı Golan Tepeleri’ne Geri Döndü
- BM Barış Gücü İsrail – Suriye sınırında Golan tepelerindeki tampon bölgeye geri dönmeye başladı. BM Suriye savaşı dolayısıyla 2014’de bölgeden ayrılmıştı. UNDOF görevine başladığından 2014’e kadar bölgede askerden arındırılmış geçiş noktaları Birleşmiş Milletler barış gücünün denetiminde bulunuyordu.
- Golan’da görev yapan UNDOF’un bölgede 1000 askeri bulunuyordu. Bölgede en son görev yapan UNDOF askerleri Avusturya, Hindistan, Filipinler ve Hırvatistan ordularının görevlendirdiği birliklerden oluşuyordu.
- Dün yapılan açıklama ile tampon bölge yeniden BM denetimine girmek üzere.
- Golan Tepeleri’nin Suriye bölümünü ele geçirilmesi Rusya ve İran’ın destek vermesi İsrail ile yeni bir krize neden olmuştu. İran ve Hizbullah’ın da bulunması İsrail tarafından protesto edilmişti.
- Rusya Kunetra’nın ele geçirilmesinin ardından İran ve Hizbullah güçlerinin askerden arındırılmış bölgenin 85 kilometre gerisine Suriye topraklarına geri çekildiğini duyurmuştu.
- Rusya: “Bölgeden çekileceğiz”
2 Ağustos 2018 günü Rusya Savunma Bakanlığı üst düzey yetkililerinden Sergey Rudskoy, Golan Tepeleri sınır bölgesinde Rusya askeri polisinin devriye gezmeye başladığını açıkladı. Rudskoy, İsrail’in Golan’daki gelişmelerden rahatsızlığını bildiklerini askerlerinin bölgede uzun kalmayacağını ve görevi BM güçlerine ve Suriye’ye devredeceklerini açıklamıştı. (HK)
* * *
Dış politikada, özellikle de Suriye’de işlerin Türkiye’nin aleyhine dönme olasılığı, örneğin kısa süre sonra Suriye’de bulunduğu alanlardan çekilmek zorunda kalmasını erken seçimin gerekçelerinden biri olarak değerlendirmiştik. Geldiğimiz aşamada bu nokta daha da aydınlanmış görünüyor:
“Suriye’de açık bir ikili flört durumu sergileyen Türkiye’ye “artık tarafını seç” dense de, Türkiye’nin bu seçimi yapması o kadar kolay değil. Her iki tercihin de bedeli var. Soçi’yi (Avrasya’yı) seçip “Rusya ile yola devam” diyemiyor. Çünkü bu seçeneğin Türkiye’ye biçtiği rol Suriye’deki (başta İdlib) cihatçı grupların yönetilmesi ve kontrol edilmesi. Ya bu grupları taşıyacak ya da onlara yönelik bir operasyona sessiz kalacak. Her ikisi de Türkiye sınırlarına bir cihatçı yığılması sorununu doğuracak. Cihatçılara yönelik bir operasyona göz yumulması ise, kontrolsüz bir öfkenin saldırısı riskini göze almak demek.
Türkiye’nin tarafını Cenevre’den (Batı’dan) yana belirlemesi ise, bir yandan Kürtler konusundaki beklentiden vazgeçmek, diğer yandan Suriye politikasında fabrika ayarlarına dönmek anlamına geliyor. Ancak Suriye, artık 2011 yılında eş başkanlığı üstlenilen projenin hedefindeki Suriye değil. Saha da, Suriye’nin tek başına baş etmek zorunda kaldığı ve sadece cihatçıların cirit attığı o eski saha değil.” [4]
Öte yandan 11-12 Temmuz NATO zirvesinin hemen ardından Rusya-ABD’nin Suriye konusunda belli bir uzlaşmaya vardıkları değerlendirilmişti. Bunun detayları çok ortaya çıkmasa da genel hatlarıyla Esad’ın kalması, İran’ın İsrail’e tehdit oluşturmayacak ölçüde bölgeden uzak tutulması ve berberinde de ABD’nin bölgeden çekilmesi ana başlıklarının tartışıldığı anlaşılıyor.
SDG ile Suriye rejim güçleri arasın da başladığı belirtilen görüşmeler bu duruma apayrı bir boyut getirmektedir. ABD’nin bu konudaki sessizliği ise özellikle dikkat çekmektedir.
* * *
Genel olarak dış politikada önümüzdeki dönemde Türkiye nasıl bir yönelime girebilir?
Türkiye muhtemeldir ki bir yandan kısa vade için Çin ve Körfez’den para getirmeye çalışmaya devam edecek, diğer yandan da şu aşamada Batı’dan tamamen kopma (ki istese bile buna koşullar el vermiyor) durumu olmadığından Avrupa ile yakınlaşmayı deneyecektir. 400-500 milyar dolarlık alacakları olan Batı’lılar, Türkiye’nin ‘batması’ Avrupa ekonomilerini de sarsacağından Türkiye’ye yardım etmeyi deneyeceklerdir. En önemlisi, AB Türkiye ile olan mülteci anlaşmasını, özellikle İdlip krizi kapıdayken, riske etmeyecektir. Ancak bu cephedeki en önemli sorun, AB’nin göstermelik de olsa demokratikleşme yönünde beklentileri gündeme getirmesi olacaktır. Ancak Türkiye’deki Türk-İslamcı iktidarın yapısının buna uygunluk göstermesi şu aşamada imkansız görünüyor.
SİYASET GÜNDEMİ
Bu dönemde Türkiye siyasetindeki temel gündemleri “Yeni sistemin ilk icraatleri”, “Muhalefetin krizi” ve “Milli Eğitim’de lise krizi” olarak tespit edilmiştir.
Yeni sistemde ilk icraatler: OHAL yasaları, YAŞ, MGK, 100 Günlük yol haritası
24 Temmuz
OHAL sonrası ‘terörle mücadeleye ilişkin düzenlemeyi’ de içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi: valilere yeni yetkiler
- Teklifin 13 maddesinin yer aldığı birinci bölümü kabul edildi. Valiler, kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde, 15 günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilecek.
25 Temmuz
OHAL sonrası ‘terörle mücadeleye ilişkin düzenlemeyi’ de içeren kanun teklifi Meclis’ten geçti: OHAL’i ‘olağan’ hale getirildi
- OHAL sonrası ‘terörle mücadeleye ilişkin düzenlemeyi’ de içeren kanun teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yeni yasa OHAL’i aratacak gibi. Yasaya göre valilere süper yetkiler tanınıyor, MİT, ‘sır küpü’ oluyor, toplantı ve yürüyüş hakları tırpanlanıyor, gözaltı süresi uzatılıyor, istenilen kişilerin pasaportlarına el konabiliyor.
- 23 maddeden oluşan düzenlemeler, valilerin görev ve yetkilerinden, gösteri yürüyüşlerinin yapılma şartlarına kadar pek çok alanda kalıcı düzenlemeyi kapsıyor:
http://t24.com.tr/haber/terorle-mucadelede-yeni-yasal-duzenlemede-neler-var,672316
27 Temmuz
Vali ve kaymakamlar Cumhurbaşkanı’nı temsil edecek
- Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik değişikliğine göre valiler ilde, kaymakamlar da ilçede Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi ve idari yürütme vasıtası olacak.
2 Ağustos
Enis Berberoğlu’na AYM’den ret
- MİT TIR’larına ilişkin belgeleri kamuoyuna sunduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile seçilme hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvuruda ret kararı çıktı. Mahkeme Berberoğlu’nun başvurudaki iddialarını dayanaktan yoksun olması gerekçesiyle kabul edilemez buldu.
YAŞ sona erdi: Apolet tartışmasıyla gündeme gelen Korgeneral Temel orgeneralliğe terfi ettirildi
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı yaklaşık 2 buçuk saat sürdü. Muharrem İnce’nin ‘apoletini sökme’ tartışmasına konu olan Korgeneral İsmail Metin Temel orgeneralliğe terfi ettirildi.
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı sona erdi. Toplantı yaklaşık 2 buçuk saat sürdü.
- Toplantının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “9 general ve amiral bir üst rütbeye yükseltildi. 12 general ve amiral kadrosuzluktan emekliye sevk edildi” dedi.
- Kalın, 24 Haziran seçim sürecinde yaşanan “Apolet sökme” tartışması ile gündeme gelen Korgeneral İsmail Metin Temel’in orgeneralliğe terfi ettirildiğini söyledi.
- Kalın, 215 olan general/amiral sayısının da 244 olacağını ifade etti.
SAT’lar iki amiral çıkardı, Akar’ın yakın ekibi terfi aldı; işte YAŞ’ta dikkat çeken isimler
http://t24.com.tr/haber/satlar-iki-amiral-cikardi-akarin-yakin-ekibi-terfi-aldi-iste-yasta-dikkat-ceken-isimler,673298
3 Ağustos
10 Ekim Ankara Garı Katliamı davasında 9 sanığa 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
- 103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasında 9 sanık hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç’un, “anayasal düzeni ihlal” suçundan 1’er, “100 kişiyi kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.
- 9 sanığa ayrıca ”öldürmeye teşebbüs”ten 10 bin 557’şer yıl hapis cezası verildi
TSK’daki kripto ‘FETÖ’ yapılanmasına operasyon; 6 gözaltı
- Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasında yer aldıkları, örgütün sözde mahrem imamlarıyla iletişim kurdukları öne sürülen ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 6 kişi hakkında yakalama kararı verildi.
- İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, Erzincan merkezli Ankara, İstanbul, Eskişehir, Burdur, Tunceli ve Manisa’da eş zamanlı operasyon düzenlendi.
- Operasyonda subay, astsubay ile emekli ve meslekten ihraç edilenlerden oluşan 6 zanlı gözaltına alındı.
- Zanlıların ev ve iş yerlerindeki aramalarda bazı bilgisayarlar ile dokümanlara el konuldu.
Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük eylem planından vatandaşa ödev çıktı: Yastık altındaki altınlarınızı TL’ye çevirin!
- Ekonomide yaşananlara dikkat çekerek “Bir ekonomik savaşla karşı karşıyayız. Hiç endişeniz olmasın, biz bu savaştan da galip çıkacağız” ifadelerini kullanan Erdoğan, vatandaşlara yaptığı çağrıda da şunları söyledi:
- “Yastık altından gelin dövizleriniz, dolarlarınızı, avrolarınızı, altınlarınızı çıkartın. Gelin bunları TL’ye, nakde dönüştürün. Yerli, milli direnişinizi tüm dünyaya karşı ortaya koyun. Ben milletime inanıyorum. 2008-2009’da da yaptılar. Biz çağrımızı yaptık, milletimiz de adımını attı, iş bitti.”
Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı’nın tam metni:
http://t24.com.tr/haber/iste-cumhurbaskanligi-100-gunluk-icraat-programinin-tam-metni,673429
5 Ağustos
YÖK Akademisyen İhraçları İçin Üniversitelere Genelge Gönderdi
- YÖK ihraçların nasıl uygulanacağına dair genelgenin üniversitelere gönderildiği açıkladı. Genelgeye göre üniversiteler ihraç için komisyon kuracak.
* * *
Yaşanan gelişmeler yeni rejimin baskıcı yönünü geliştirdiğini göstermektedir. 8 Temmuz – 21 Temmuz dönemi için daha önce yaptığımız değerlendirmelerin geçerliliğini koruduğu, önemli bir farkın oluşmadığı görülmektedir.
YAŞ ve MGK Toplantılarında, Genel Kurmay Başkanı’nın sol başta yer alan koltuğunun öteye kaydırılmış olduğu bir mizansenle Erdoğan ve görüntüsel olarak “sivillerin” öne çıkarıldığı bir mesaj verildi. “Sivil” Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ABD’nin yaptırım kararlarını değerlendirirken kullandığı “Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yürüyüşüne devam edecektir. Kimsenin gücü bu yürüyüşü durdurmaya yetmeyecektir” ifadeleri, yeni sistemin tahkimine ilişkin önemli bir nokta olarak not edilmesi gerekiyor.
Öte yandan YAŞ sonrası açıklanan terfilerde “Ergenekoncu” tabir edilen kesimin rütbece yükseltildiği ve Ordu içinde güç kazandığı gözlemlendi.
* * *
Milli Eğitim’de lise krizi
30 Temmuz
İmam hatip projesi çöktü: 200 bin öğrenci sistem dışında kaldı
- Veliler ve öğrenciler, AKP’nin ‘gözbebeği’ imam hatipleri tercih etmedi.
- Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni liseye giriş sisteminin sonuçları, 10 aydır yaşanan kaosu gözler önüne serdi. 8. sınıftan mezun olan 1.2 milyon öğrenciden 200 bini herhangi bir tercih yapmayarak sistem dışında kaldı. Sınava giren 1 milyon öğrenciden yarısı tercihte bulunurken, 1. tercihindeki hayaline sadece 33 bin öğrenci kavuştu. Hükümetin “göz bebeği” imam hatiplerde ise kontenjanların yarısı boş kaldı. Boş kontenjanların okul türlerine göre dağılımına bakıldığında 70 bin 617 öğrenci, eğer sistem değiştirilmezse nakil dönemlerinde ya imam hatip lisesine ya da meslek lisesine gitmek zorunda olacak.
Dinselleştirme projesi çöktü
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eğitim danışmanı Ali Taştan, yerleştirme sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “LGS yerleştirme sonuçları, AKP’nin eğitimi dinselleştirme projesinin çöktüğünü gösteriyor. İmam hatip ve meslek liselerinin neredeyse yarısının boş kalması bunu destekliyor. Yaklaşık üç öğrenciden biri herhangi bir liseye yerleşemedi. 233 bin öğrenci ya özel okula, ya imam hatipe ya da meslek lisesine gitmek zorunda kalacak. Açık liselere giden öğrenci sayısında patlama olabilir.”
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, ‘‘Bu sene çocuklara hayatları boyunca yaşayabilecekleri en büyük mağduriyet yaşatılmıştır. Yaşatılan bu mağduriyetlerin giderilmesi MEB’in sorumluluğudur’’ dedi.
http://t24.com.tr/haber/200-bin-ogrenci-tercih-yapmadi-imam-hatip-kontenjanlarinin-yarisi-bos,672857
3 Ağustos
700 bin öğrenciyi açıkta bırakan skandalın perde arkası
- Lise yerleştirmelerinde ‘büyük hatalar’ yapıldığı ve sorunun 90 bin değil, 700 bin öğrenciyi ilgilendirdiği ortaya çıktı.
Soruşturma açıldı
- Bakan Selçuk, yaşanan tartışmaların ardından eski MEB Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt; Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Bayram Çetin ile Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Bilal Tırnakçı’yı görevden aldı.
‘Algoritma değişti’ iddiası
- Hakkında soruşturma başlatılan ve mesajların yerleştirme işleminden önce atıldığını belirten Kurt, Cumhuriyet’e konuştu. Hakkında soruşturmaya neden olan mesajların süreçte yaşadıklarına karşı bir sitem olduğunu vurgulayan Kurt, MEB’de görev değişiminin ardından bazı bürokratların sistem üzerinde oynamaya gittiğini söyledi. Kurt, “Ben o arkadaşlara söyledim, ‘yanlış yapıyorsunuz’ dedim. Algoritmayı bilmiyorsunuz, çalışmanın hiçbir yerinde yoksunuz. Dinlemediler.
Kontenjanlar artırılacak
- Lise yerleştirme krizi üzerine toplantı üstüne toplantı düzenleyen MEB, 3 ana formül üzerinde çalıştı. Edinilen bilgiye göre, bakanlık ilk formül olarak önümüzdeki hafta başında Anadolu liseleri için artırılmış kontenjanları açıklayacak. Kontenjanların yeterli olmaması durumuna karşı bakanlık il il çalışma yürütecek. Bu kapsamda, ailelerin tercihlerine göre farklı okul türlerinden boş kalanların Anadolu lisesine dönüştürüleceği öğrenildi.
- Ayrıca bakanlık “son çare” olarak talebin en yoğun olduğu bölgelerde Anadolu liseleri için ikili eğitim formülünü masaya yatıracak. Bu kapsamda “kimse istemediği okula gitmeye zorlanmayacak”
sözünün arkasında durulmaya çalışılacak.
Yandaş medya yeni Milli Eğitim Bakanı’nı överken skandalı kabul etti
https://www.yeniakit.com.tr/haber/bakan-lgsdeki-skandali-affetmedi-burokratlari-gorevden-aldi-500825.html
Danıştay’dan Ensar Vakfı kararı: Protokol bozuldu
- Karar gerekçesinden: Ulusu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak iyi bireyler yetiştirilmesi devletin devredemeyeceği görevler arasındadır.
- Danıştay 8. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ensar Vakfı ile imzaladığı Protokol hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Yasası’na aykırılığa dayanan kararın gerekçesinde, ulusu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak iyi bireyler yetiştirilmesi devletin devredemeyeceği görevler arasında olduğu belirtildi.
- Öğrenci velisi Esra Deniz Ağar Şudaşdemir, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Ensar Vakfı arasında imzalanan ve çocuk istismarları ile gündeme gelen vakfın okullarda eğitim, seminer, sosyal etkinlik düzenlenmesine ilişkin protokolün anayasaya ve Milli Eğitim Temel Yasası’na aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay’da iptal davası açmıştı.
Liselere Giriş Sınavı sonrası yerleştirme skandalında ortaya çıkan en önemli nokta, İmam Hatip liselerine yönelik tercihlerin son derece düşük olması ve ciddi bir kontenjan açığının doğmuş olması. Bu durum İmam Hatip projenin çöküşü olarak yorumlandı. Bakanın “kimse istemediği okula gitmeye zorlanmayacak” sözü ise Hükümet politikalarında ciddi bir değişimi işaret etmekte.
Danıştay’ın Ensar vakfına yönelik kararı da vakıflar aracılığıyla tarikatların devletin eğitim sistemine doğrudan müdahil olmasının önlenmesi açısından önem taşıyan ve yine Türk-İslamcı iktidar bloğu içinde siyasal İslamcı kanadın aleyhine bir yönelim olduğu izlenimi doğuruyor. Bu yönelim belli bi,r vakıfla mı sınırlı kalacağı yoksa Danıştan kararının gerekçesine ifade edildiği şekliyle “ulusu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak iyi bireyler yetiştirilmesi devletin devredemeyeceği görevler arasında olduğu” için genel olarak tarikatların eğitim sisteminden uzaklaştırılmasına yönelik mi olduğunun izlenmesi gerekmektedir.
* * *
Muhalefet gündemi
24 Temmuz
CHP’de Kurultay süreci devam ediyor
- “Değişim ve Umut Kurultayı” adı altında olağanüstü kurultay talebiyle imza toplayan CHP’li delegelerin 618 imzaya ulaştığı açıklanırken, genel merkez yöneticileri ise sayının 430’lar düzeyinde olduğunu belirtiyor. Parti yöneticilerinin “Salt çoğunluğa yakın imzaları getirin kurultayı toplayalım” restine karşı tüzüğün amir hükmünü işaret eden imzacılar, 15 günlük süreyi bekleyeceklerini ifade ediyor. Hem olağanüstü kurultay isteyenlerin, hem de genel merkezin delegeleri “sıkı markaja” aldığı da parti kulislerine yansırken, olağanüstü kurultay için noter kanalıyla imza toplama süresi ise 30 Temmuz’da sona erecek.
CHP’de Olağanüstü kurultay için imzalarda son durum
- CHP PM Üyesi Gaye Usluer ve Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün olağanüstü kurultay için yeterli sayıda imzanın toplandığını açıkladı. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç da CHP’de olağanüstü kurultay için imza verdi.
- Muharrem Erkek ise muhaliflerden gelen açıklamaya verdiği yanıtta, “Eğer gerçekten yeterli imza bulunmuşsa, Genel Merkeze sunarlar ve inceleriz” ifadelerini kulandı.
27 Temmuz
CHP’li 129 milletvekilinden “kurultay olmasın” açıklaması
- CHP‘de imza tartışmaları sürerken 59 il başkanının ardından son olarak 129 milletvekili olaganüstü kurultaya karşı çıkarak Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yaptı. Açıklamada, 12 milletvekilinin ise imzası bulunmuyor.
28 Temmuz
Akşener’in evinin önünde bekleyiş sürüyor; ‘dön’ çağrısı yapılacak
- Olağanüstü kongre kararı alınan İyi Parti’de aday olmayacağını açıklayan Genel Başkan Meral Akşener’i vazgeçirmek için parti teşkilatı Akşener’in evinin önünde toplandı.
Meral Akşener kararını verdi
- Partisinde kalması için kendisini ikna etmek için evinin önünde toplanan kalabalığa seslenen Meral Akşener kararını verdi. Akşener “Pazartesi günü saat 15.00’te başkanlık divanını yapmak üzere genel merkezimizde olacağım” dedi.
30 Temmuz
HDP’den parti yönetiminde değişiklikler
- HDP MYK’de yapılan değişimle kuruldaki milletvekili ağırlığı azaltıldı, yerel seçimler için stratejiler belirlendi.
31 Temmuz
Abdullah Gül ile ilgili ilginç iddia
- Prof. Dr. Yüksel Taşkın, İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında yaşananlarla ilgili Abdullah Gül iddiasını gündeme getirdi.
- Diken’den Minez Bayülgen’e konuşan siyaset bilimci Prof. Yüksel Taşkın, İYİ Parti ‘nin kuruluşunda Abdullah Gül ve ekibinin de olduğunu ancak son anda Akşener’i yalnız bıraktıkları iddiasını gündeme getirdi. ” İYİ Parti konusunda Abdullah Gül ve ekibiyle ilgili de konuşulmayan şeyler var” diyen Yüksel Taşkın, şöyle konuştu: “Akşener ve Gül’ün, İYİ Parti kuruluş sürecinde yan yana geldikleri ve beraber hareket ettikleri yönünde söylentiler var. Ancak son anda Gül ve ekibi, partiyi ve Akşener’i yalnız bırakıyor… Eğer bu doğruysa, AK Parti’nin içine birlikte daha kolay ellerini uzatabilirlerdi…”
http://t24.com.tr/haber/iyi-partinin-kurulusunda-abdullah-gul-ve-ekibi-de-vardi-iddiasi,673032
3 Ağustos
CHP genel merkezine göre imza sayısı
- CHP Genel Merkez kaynaklarına göre, muhalefetin söylediğinin aksine 630 belge hiç gelmedi. Genel Merkez, bu durumda kurultayın toplanmayacağını açıkladı.
Yaşanan gelişmeler değerlendirildiğinde, 8 Temmuz – 21 Temmuz dönemi için daha önce yaptığımız değerlendirmelerin geçerliliğini koruduğu, önemli bir farkın oluşmadığı görülmektedir.
* * *
Kürt Sorunu
24 Temmuz
HDP Eş Genel Başkanı Buldan hakkında soruşturma
- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, TSK tarafından yürütülen operasyonlarda ölü ele geçirilen PKK’lilerin cenaze törenlerine katılan 4 HDP milletvekili hakkında yürütülen adli soruşturmaları hedef alan açıklamaları nedeniyle HDP Eş Genel Başkanı Buldan hakkında soruşturma başlatıldı.
27 Temmuz
RTÜK’ten Kürtçe çocuk kanalı Zarok TV’de yayımlanan iki şarkıya ceza
- Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye’nin ilk Kürtçe çocuk kanalı Zarok TV’de yayımlanan iki Kürtçe şarkıda, “terör örgütünün amacına hizmet edildiği” gerekçesiyle ceza verdi.
- Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu‘nun haberine göre olağanüstü hal (OHAL) döneminde bir süre kapatıldıktan sonra yeniden açılan Diyarbakır’dan yayın yapan Türkiye’nin ilk Kürtçe çocuk kanalı Zarok TV’nin karşısına RTÜK durdu. Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ile “ilişkilendirilen” RTÜK, bu karardan hem önce hem de sonra Zarok TV’ye ceza kesti.
TSK’dan Kuzey Irak’a hava harekâtı
- Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından yapılan açıklamada, Irak’ın kuzeyi Zap ve Kandil bölgelerine 27 Temmuz 2018 tarihinde düzenlenen hava harekâtları neticesinde, silah mevzii, barınak ve sığınak olarak kullanılan hedeflerin imha edildiğini duyuruldu.
1 Ağustos
Yüksekovada patlama: Asker eşi ve bebeği can verdi
- Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, astsubay eşini ziyarete gittiği üs bölgesinden evine dönen Nurcan Karakaya’nın kullandığı otomobilin geçişi sırasında, yolda el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlama sonucu, Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan Karakaya can verdi.
HDP’den Hakkari’deki saldırıya kınama
- HDP de saldırı üzerine, eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli imzalı bir kınama yayınladı.
- “Üzüntümüz büyük” başlığı taşıyan kınama mesajı şöyle:
“Dün Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yola döşenmiş patlayıcının infilak ettirilmesi sonucunda yaşamını yitiren anneye ve bebeğine rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Bu tür saldırıları asla kabullenmiyoruz ve kınıyoruz. Şiddet kısır döngüsü daha fazla insan yaşamını yitirmeden sona ermelidir. Bunun için başta siyasetçiler olmak üzere herkes ve her kuruluş üzerine düşeni yapmalı, sorunlarımızı konuşarak çözme anlayışının üstün gelmesi sağlanmalıdır.”
HDP’li milletvekillerinden Hakkari’deki saldırıya tepki
- HDP milletvekilleri, PKK tarafından düzenlendiği ifade edilen Hakkari’deki saldırıda hayatını kaybeden asker eşi Nurcan Karakaya ve bebeği için yaptıkları açıklamalarda nereden gelirse gelsin şiddete karşı çıkacaklarını belirtti.
- HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, “Ölenin ve failin kim olduğuna/siyasi kimliğine bakarak pozisyon alanlar da kana ortaktır” dedi. Şık açıklamasında, “Her kim ve her ne adına olursa olsun bebek/anne öldüren katildir” ifadesini kullandı.
- HDP Hatay Milletvekili Barış Atay da, ‘şiddet nereden gelirse gelsin karşı koyacağını’ belirttiği mesajında şunları söyledi, “Bir anne ve bebeğinin öldürülmesi; kim yapmış olursa olsun, ne açıklama yapılmaya çalışılırsa çalışılsın, asla kabul edilemez. Saldırıyı kınıyor, faillerin bir an önce bulunmasını diliyorum. Şiddet nereden gelirse gelsin karşısında durmaya devam edeceğim. Hepimizin başı sağolsun”
- HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da açıklamasında, “Şiddet kimden gelirse karşı oldum ve olacağım. Yüksekova’da bir anne ve bebeğin ölmesine yol açan saldırıyı kınıyorum. Onurlu bir barış yolunda adımlar atmadığımız sürece bu kısır döngü bir ateş sarmalından başkası olmayacaktır. Silah cözümsüzlüktür, hiçbir cocuk ve ana ağlamasın” dedi.
- HDP’nin eski milletvekili ve DBP’nin görevden alınarak yerine kayyım atanan Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık da saldırıyı kınadı. Sakık mesajında, “Kimden ve nereden gelirse gelsin sivil ve savunmasız insanlara yönelik saldırıları ve kayıpları kınıyorum. Dün Yüksekova’da ki patlamada anne ve evladını hayattan koparan saldırıyı lanetliyorum. Şiddet bizi bir yere götürmez sadece aramızdaki mesafeleri arttırır. Üzgünüm” dedi.
İçişleri Bakanı Soylu: Artık kimse bizim operasyonlarımıza laf söyleyemez
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Hakkari’de PKK’nın düzenlediği ifade edilen saldırıya ilişkin olarak konuştu. Soylu, “”Bu cinayetin görmezden gelinip, üstü örtülür bir yanı yoktur. Artık hiçbirisi ne bizim operasyonlarımıza laf söyleyebilir, ne mahkemelerimize yargılamalarımıza laf söyleyebilir. Ne de kiminle alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. Besleyip büyüttükleri budur. PKK dün da bebek katiliydi bugün de bebek katili” dedi.
- Karabük’te konuşan Soylu, “Dünyada kimsenin terörle mücadele ettiği yok; Orta Doğu’yu yağmalamak isteyen akıl, Türkiye’ye bunları yaşatmaktadır. Bize parmak sallıyorlar, Türkiye, eski Türkiye değildir; bugün kanlı ortaklarını kurtarmak istiyorlar, başaramayacaklar. Terör örgütü ortakları PKK bugün can çekişmektedir” ifadesini kullandı.
- 5 bin TIR silah gönderenler, moral verenler ABD’den adamlarını gönderip PKK katillerine eğitim verenlerin Türkiye’nin terörle mücadelesine edecek lafı yoktur” diyen Soylu, “Biz acı acı üstüne yaşarken, bu belayla yaşarken artık kimin hangi safta olduğunu görünmesini istiyorum. Bir rahip yüzünden Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler, bilsinler ki bundan sonra diz çöktüremeycekler” diye konuştu.
Erdoğan’dan şehit cenazesinde idam açıklaması
- Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, PKK’lilerin yola tuzakladığı patlayıcının sivil aracın geçişi sırasında infilak ettirilmesi sonucu şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Bedirhan son yolculuklarına uğurlanıyor. Cenazede konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, idam cezasına ilişkin “Parlamentoya geldiği anda benim için imzalamak diye bir şey yok. Bunlar bu yaptıkları katliamla bunun bedelini ödemek zorundalar. Bu konuda atılacak adımlar yakındır.” dedi.
AYM, HDP’li Beştaş’a 20 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi
- Anayasa Mahkemesi’nce (AYM) HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş‘ın daha önce tutuklanmasına ilişkin yapılan bireysel başvuru karara bağlandı. Yaklaşık 3 ay tutuklu kalan Beştaş’a, ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği’ gerekçesiyle 20 bin lira tazminat ödenmesi kararlaştırıldı.
3 Ağustos
PKK’dan Hakkari’deki terör saldırısıyla ilgili açıklama
- Hakkari’de astsubay eşini ziyaretten dönerken uğradığı terör saldırısında bebeğiyle birlikte hayatını kaybeden Nurcan Karakaya’yla ilgili olarak PKK’dan yapılan açıklamada, “Eğer böyle bir şey yaşanmışsa kesinlikle yanlışlık sonucu yaşanmış bir durumdur” dendi.
- Yola döşenen patlayıcıyla düzenlenen terörist saldırıdan sonra bütün ülkede büyük bir tepki gören örgüt, açıklamasında “Bu bölgede son dönemde saldırılar düzenlediklerini, ancak bu olayın kendi mensupları tarafından gerçekleştirildiğinin doğrulanamadığını” öne sürdü.
4 Ağustos
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’yi ima ederek, “Parlamentoya girmesini destekleyenler hesap verecek” açıklaması
- AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , bugün Kadın Kolları Kongresi ‘nde yaptığı açıklamada HDP’yi ima ederek, “Teröristleri kutsayanlar devletimizin pençesinden asla kurtulamayacaklar. Parlamentoya girsinler diye onlara destek verenler de bunun hesabını verecekler. Sırtlarını kime dayarlarsa dayasınlar. Ağzı daha süt kokan sabilerden katliamlarının hesabını muhakkak soracağız” diye konuştu.
HDP’den Erdoğan’a yanıt
- Erdoğan’ın sözlerine HDP’den yanıt geldi. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli imzalı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir kez daha “HDP’nin parlamentoya girmesini destekleyenler hesap verecek” sözleri ile milyonlarca HDP seçmenini tehdit etti.
- Erdoğan’ın bu ifadeleri ve tehditleri siyaseten ve hukuken kabul edilemez yaklaşımlardır. HDP’nin 6 milyona yakın seçmenini ve aileleri ile birlikte 20 milyona yakın yurttaşımızı açıkça tehdit eden bu ifadelerin demokratik siyaset kültürü ile alakası yoktur.
- Korku hükümdarlığı yaratarak ülkeyi yöneteceğini düşünenler, bilsinler ki, yanılıyorlar.
- HDP, parlamentoya 67 milletvekili ile girerek AKP-MHP Koalisyonu’nun Anayasa’yı istediği gibi değiştirme hevesini kursağında bırakmıştır. Seçim sonuçları da göstermiştir ki, HDP yerel seçimlerde de hem birçok büyükşehirde hem de il ve ilçelerde yerel yönetimleri kazanabilecek veya iktidarın kaybetmesini sağlayacak bir potansiyele sahiptir.
- Bunu engellemek için hamle yapan Erdoğan, siyasi iklimi açıkça zehirlemektedir.
- Yerel seçimlerde demokrasi güçleri ile HDP’nin yerel ittifaklar yapmasını engellemek için kurulan bu cümleler demokratik meşruiyeti kendinden menkul bir rejimin ve onun destekçilerinin çırpınışlarıdır.
- HDP’ye yönelik bu hedef şaşırtma hamleleri ekonomideki vahim gidişatı, dış politikadaki pis pazarlıkları ve oyunları örtmek için yapılmaktadır. Ancak halkımız cambaza değil, gerçeğe bakacak deneyim ve sağduyuya sahiptir. Tıkanmışlıklarının öfkesini HDP ve seçmenlerinden çıkarma oyunu mutlaka bozulacaktır.
- HDP ve seçmenleri, bütün tehditlere ve provokasyonlara rağmen demokrasi ve barış mücadelesini doğru bildikleri yolda ve şekilde sürdürme kararlılığındadır.
Hakkari’de bombalı saldırı: 1 şehit, 9 yaralı
- Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, zırhlı polis aracının geçişi sırasında PKK’li teröristlerin yolu tuzakladığı el yapımı patlayıcıyı (EYP) infilak ettirmesi sonucu yaralanan özel harekat polisi Recep Emre Yılmaz (26), tedaviye alındığı hastanede şehit oldu.
Diyarbakır’da kadınlar Êzidî katliamını kınadı
- Diyarbakır’ın Ofis semtindeki Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar, burada 1 dakikalık hayatı durdurma eylemi gerçekleştirdi, ardından katliamı kınayan basın açıklaması yapıldı. Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, TJA ve DAKP üyelerinin yanı sıra HDP Diyarbakır il yöneticilerinin de katıldığı eylemde Êzidî kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.
* * *
Diğer Gündemler
Kamoyuna yansıyan gündemlerin en önemlilerinden biri, dorudan “yandaş” olmadıkları bilinen bazı aydınların yeni rejime ilişkin açıklamarı oldu. Bu açıklamalar, seçimlerde yarıya yakın halk kesimini ikna edemeyen rejimin meşruiyetini tahkim etmek için aydınlardan faydalanma ihtiyacında olduğu şeklinde yorumlandı:
31 Temmuz
Fazıl Say: Yukarının bu olaylardan ‘artık’ rahatsızlık duyduğu duyumlarını aldım
- Hürriyet’ten Ayşe Arman, Fazıl Say‘ın yeni bestesi Troya sonatını köşesine taşıdı. Arman’a konuşan Fazıl Say, geçtiğimiz günlerde konserinin iptal edilmesiyle ilgili ” Yukarıdan bir emir gelmişliği filan yok. Hatta, ben, yukarının bu olaylardan artık rahatsızlık duyduğu duyumlarını aldım. Şu anda amacım, benimle ilgili bu yanlış algıyı değiştirmek. Bunun için de dostluk elimi tekrar uzatıyorum. Çünkü bu algı yanlış arkadaş! ” dedi.
Ertuğrul Özkök: Yüzde 52 yüzde 48’i yok saydı, bu bir hataydı
- Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Sabah gazetesinden Tuba Kalçık‘ın Bülent Ortaçgil ile yaptığı röportajı köşesine taşıdı. Yazar, Sabah’ın ‘Yüzde 48 geçmişte yüzde 52’yi yok saymıştı. Bu bir hataydı’ başlığından hareketle yapıcı bir tartışma başlattığını belirtti. Özkök başlığa istinaden “Yapılacak tek iş, hiç çekinmeden bir de o cümleyi tersinden yazmak…Yüzde 52 yüzde 48’i yok saydı. Bu bir hataydı” dedi.
1 Ağustos
BirGün yazarı Fatih Yaşlı, Bülent Ortaçgil ile Mazhar Alanson’un birbiri ardına Sabah gazetesine verdikleri söyleşileri ve bu sohbetlerdeki ‘yeni Türkiye’ tespitlerini eleştirdi.
10 Ekim Katliamı davası başladı
- 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlenmesi planlanan “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” öncesinde yaşanan, 103 kişinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili davanın 10. grup duruşması bugün Sincan Cezaevi İnfaz Kurumu’nda başladı.
2 Ağustos
152 kadın örgütünden ortak bildiri: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz
- 152 kadın örgütünden oluşan Türkiye Kadın Hareketi Bileşenleri, bugüne kadar mücadele sonucu sağlanan haklarını korumak için mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.
- Giderek artan kadına yönelik şiddete karşı 152 kadın örgütü ve 300’e yakın şubeden oluşan Türkiye Kadın Hareketi Bileşenleri ortak bir bildiri yayımladı.
- Türkiye Kadın Hareketi Bileşenleri imzasıyla yayımlanan bildiride kadınlar, “Mücadelelerle kazandığımız haklarımızdan, eşitlik ve özgürlük talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz ve cinsiyet ayrımcılığını pekiştiren her türlü söylem, siyasi pratik ve uygulamanın karşısında duracak ve sorumluları teşhir edeceğiz” dedi.
- Bileşenler Türkiye’nin bütün siyasetçilerini, siyasi partilerini ve sivil toplum bileşenlerini de, siyasal ve toplumsal sorumluluk almaya çağırdı.
- Bildiride, kadınları eşit yurttaşlar olmaktan çıkarmak, emeğini sömürmek, güçsüzleştirmek isteyen bütün söylem ve politikalara karşı, tüm kadın örgütlerine “dayanışma” çağrısı yapıldı. Kadınların kendi hayatları hakkında karar verme yetkisine sahip olan özgür ve eşit bireyler olarak, kadın emeği, bedeni ve kimliği üzerinde kurulmak istenen tüm tahakküm biçimlerine karşı çıkmaya devam edeceği bildirildi.
http://t24.com.tr/haber/152-kadin-orgutunden-ortak-bildiri-haklarimizdan-vazgecmiyoruz,673296
Önerilen Yazılar
Çiğdem Toker: Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1035325/Berberoglu_karari_ve__kapsayici_Meclis_.html
Tayfun Atay: Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1034348/Bikinili_Muslumanlik__tesetturlu_munafiklik.html
Tayfun Atay: ‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1036355/_En_dogru__en_hakiki_tarikat__hangisi_.html
Robert Fisk: Batı’nın Suriye’de kime silah sattığını açıklamasının zamanı geldi
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44942392
Aslı Aydıntaşbaş: Al Papaz’ı ver Halkbank’ı
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1037329/Al_Papaz_i_ver_Halkbank_i.html
Aslı Aydıntaşbaş: Brunson’la takas fikri kimden çıktı
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1040059/Brunson_la_takas_fikri_kimden_cikti.html
Aslı Aydıntaşbaş: Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1043524/Brunson_yaptirimlari_ve_devam_eden_pazarliklar.html
Çiğdem Toker: Devlet şişmanlıyor ‘Yeni devlet’ darmadağın ve çok başlı
Çiğdem Toker: Kanal İstanbul göz göre göre…
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1040025/Kanal_istanbul_goz_gore_gore….html
Derin Koçer (HABER): Yabancı basın Papaz Brunson hadisesini nasıl gördü?
Özgür Mumcu: Erdoğan, verin bize papazı “yapalım yargıda şeyini, size verelim”demektedir
http://t24.com.tr/haber/ozgur-mumcu-erdogan-verin-bize-papazi-yapalim-yargida-seyini-size-verelimdemektedir,672518
Genco Erkal: Baskılara karşı çağdaşlığı savunmalıyız
http://t24.com.tr/haber/genco-erkal-baskilara-karsi-cagdasligi-savunmaliyiz,672525
Doğan Ergül – (Hakan Güneş; Hikmet Durgun Söyleşi Haber)
Suriye’de hesaplar altüst oldu: Direksiyon şimdi Şam’da
Fehim Taştekin: Kürtlerle müzakere: Ankara’yı ifrit eden seçenek
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/07/30/kurtlerle-muzakere-ankarayi-ifrit-eden-secenek/
KONDA seçimleri 100 sayfada analiz etti: Siyaset ilçelerde belirleniyor, kutuplaşma bir kez daha teyit edildi
İrfan Aktan: Hasta
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/07/30/hasta/
Ergin Yıldızoğlu: AKP ve Türkiye kapitalizmi
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1047092/AKP_ve_Turkiye_kapitalizmi.html
Fatih Yaşlı:“Yeni rejim, yeni normalliği ‘yandaş‘ etiketi yapışmamış, ‘tarafsız’ isimler üzerinden kabul ettirmeye çalışıyor”
[1] https://www.art-izan.org/guncel/22-temmuz-5-agustos-2018-gundemi
[2] Aslı Aydıntaşbaş: Al Papaz’ı ver Halkbank’ı
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1037329/Al_Papaz_i_ver_Halkbank_i.html
Aslı Aydıntaşbaş: Brunson’la takas fikri kimden çıktı
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1040059/Brunson_la_takas_fikri_kimden_cikti.html
Aslı Aydıntaşbaş: Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1043524/Brunson_yaptirimlari_ve_devam_eden_pazarliklar.html
[3] “ADIM ADIM KOPUŞ: 1-Türkiye ile ABD arasında yakın dönemdeki en ciddi sarsıntı 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşandı. İktidar FETÖ liderini istedi, alamadı. 2- Suriye konusunda Rusya ve İran’la yakın çalışan Türkiye, ABD ile pek çok noktada ters düştü. PYD/ YPG’ye verilen silahlar ile Mınbiç, ilişkileri gerdi. 3-Türkiye, Rusya’dan S-400 alımı anlaşması yapmasıyla da hem ABD hem de NATO ile ters düştü. ABD F-35’leri vermeyebileceğini ifade etti. 4- Halkbank davası, Hakan Atilla’nın tutukluluğu, ceza alması Türkiye’nin, rahip Brunson’un tutukluluğu, serbest kalmaması da ABD’nin tepkisini çekti.” Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1043538/Turkiye-ABD_iliskilerinde_4_adimda_tarihi_kirilma.html
[4] XXXXXXXXX https://www.art-izan.org/one-cikanlar/secim-karari-ve-ekonomideki-gelismeler